"barmenle" - Translation from Turkish to Arabic

    • النادل
        
    • نادل
        
    • الساقي
        
    • عامل البار
        
    • ساقٍ
        
    Ben de, o barmenle yatmış olabilir ya da olmayabilirim. Open Subtitles أنا قد أكون أو لا أكون قد ضاجعت ذلك النادل.
    Sekreteriniz denetleme için rahatsız etmeseydi kulüpte sabaha kadar barmenle içki içiyordum. Open Subtitles لقد كنت فى الملهى حتى الفجر أشرب مع النادل .. يمكنك التحرى من هذا
    Neden bazıları barmenle direk göz göze gelebiliyor? Ben gelemiyorum. Open Subtitles كيف يستطيع بعض الناس لفت إنتباه النادل وانا لم أستطع ابداً ؟
    Boya kokuları ve kendini Blake Shelton sanan çıplak gezinen ayarsız bir barmenle uyanmaktan rahatsız oluyorum. Open Subtitles انا منزعجة لاني استمر بالاستيقاظ علي ابخرة مواد الطلاء والمغازلات من نادل لا يرتدي قميصا والذي يظن نفسه بليك شيلتون
    Ama ikinci randevu felaketi sırasında, Marcus adında çok tatlı bir barmenle tanıştım. Open Subtitles ولكن خلال الموعد السيء الثاني قابلت شخص رائع جدا نادل اسمهماركوس
    - Belki şansım yaver gider, şu barmenle bir kavgaya tutuşuruz. Open Subtitles ربما قد يحالفني الحظ حيث سأتشاجر مع ذلك الساقي كلا، ليس هذه المرة
    Evet, Tyler, demek tek bir öpücük uğruna 13 bin dolarlık saatini gözden çıkardığın kız gidip barmenle kaçtı. Open Subtitles لذا تيلر. أنت مهر فوق الـ13 الألف الدولار يَترقّبُ فقط قبلة واحدة. والشابّة تَهْربُ معها عامل البار على أية حال.
    Jack'le gittiğimiz bardaki barmenle konuştum. Open Subtitles إليك هذا، تحدثتُ إلى ساقٍ في حانة في مكان كنتُ أتردد إليه أنا و(جاك).
    Sen barmenle konuş. Çevreyi kontrol edeceğim. Open Subtitles إذهبي أنتِ للتحدث مع النادل, و أنا سأتفقد الحي
    barmenle kavgaya tutuştun ve sonra içkini bitirip arka tarafa gittin sonunda dışarı çıkıp evsizin birisiyle hararetli bir şeyler konuştun. Open Subtitles دخلت في عراك مع النادل وبعد ذلك أنهيت شرابك وذهبت للخلف وفي النهاية خرجت
    barmenle konuşurken arkada bu şarkı çalıyordu. Open Subtitles هذا ما كان يتمّ غناؤه حينما إستجوبنا النادل.
    - barmenle konuştun mu? Open Subtitles حسناً ، هل تحدثتِ إلى النادل ؟
    Kulüpteki barmenle konuştum. Open Subtitles (بوبي سليد) لقد تحدّثت إلى النادل في النادي
    O barda barmenle sohbet ediyor. Open Subtitles -هى فى البار -تتحدث إلى النادل
    Asla bir barmenle dart oynama. Bir an bu platonik şeyin sorunsuz gittiğini düşündüm. Open Subtitles لم العب الرشق بالسهام ضد نادل مطلقا اترىّ لمره واحده ارى ذلك مثاليا
    Vivian'ın orta yaş krizi geçirip senin gibi baklavalı ya da her neyse çocuk bir barmenle takılmasıyla bir sorunum yok, alınma sakın. Open Subtitles و أنظر ليست لدي مشكلة مع فيفيان تعاني أزمة منتصف العمر مع نادل بار شاب
    Sen buraya barmenle sevişmek için geldin ve beni 250 mil yolculuğa zorladın! Open Subtitles جئتِ هنا وجعلتني أقود 250 ميلاَ حتى تحصلي على المضاجعة من قبل نادل حانة
    Eve gidecek kadar param yoktu. Sonra bir barmenle tanstm. Ç Open Subtitles لم اكن املك المال الكافي لأعود للمنزل حتى قابلت ذلك الساقي...
    Neden benim elime bir Manhattan verip tatlı barmenle konuşturmuyoruz? Open Subtitles لمَ لا تأخذينني وتضعين شراباً في يدي وأتكلّم مع الساقي الوسيم
    barmenle ona içki gönderdi. Open Subtitles وثم ارسل الساقي مع بعض من الشراب
    Mihrapta o-- küçük gözlü barmenle birlikte olmam yeterince kötü iken.. Open Subtitles يجب ان اتشارك فى المذبح مع عامل البار خرزى العينين
    Alabamalı bir barmenle asla mutlu olamaz diyordum. Open Subtitles اعتقدتُ بأنها لن تسعد لكونها ...مع ساقٍ من "ألاباما" و

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more