Tanrı biliyor ya, yıllarca Barton'ın gözünü boyamıştın. | Open Subtitles | الرب يعلم كيف خدعت وضلّلت بارتون كل تلك السنوات. |
Barton'ın yaklaşan izin günlerine neden katlandığımı anlamadı. | Open Subtitles | لم يفهم لماذا حملت على نفسي كثيراً لآتي في يوم إجازة بارتون. |
Dr. Barton'ın arabasını gizlice takip etmiştim. | Open Subtitles | لقد تعقبت سيارة د."بارتون" لهناك بواسطة طائرة مراقبة |
Bay Barton'ın mahkumiyetini kaldırmıştır | Open Subtitles | انقلبت الاقتناع وأمر السيد بارتون ... |
Geri kalan hammaddeler ajan Barton'ın kolaylıkla ele geçirebileceği türden. | Open Subtitles | العميل (بارتون) يستطيع جلب باقي المواد الأساسية بدون تعب. |
Ciddi olarak Rebecca Barton'ın suikasta uğradığını mı ileri sürüyorsun? | Open Subtitles | (أأنت تقترح جدياً أن (ريبيكا بارتون تعرضت للإغتيال؟ أجل، هذا صحيح |
Rebecca Barton'ın telefonunda bir arama şablonu var. | Open Subtitles | كان هناك رقم إتصال ذاتي على (هاتف (ريبيكا بارتون |
Miadım dolmak üzere benim. Barton'ın gittiği yoldan gitmeliyim belki de. | Open Subtitles | لربما أحصل على صفحة بأحد كتب (المؤرخ (بارتون |
Bu, Barton'ın boşboğazlığı değildir. | Open Subtitles | يبدو أنّ بارتون وشى بي. |
Earl, Mischa Barton'ın film setinden kaçmasından çok işten kaçıyorsun. | Open Subtitles | أيرل)، أنت ترحل بدون أذن أكثر من) ميشا بارتون) في موقع التصوير) |
Bizimle Barton'ın evinde buluşabilir. | Open Subtitles | يمكنه (الإلتقاء بنا بمنزل (بارتون |
Barton'ın belli ki bir planı var. | Open Subtitles | من الواضح أن (بارتون) لديه جدول أعمال. |
Başkomiser. Dave Barton'ın olay sırasında başka yerde olduğunu doğruladık, | Open Subtitles | ديف بارتون " يقول الحقيقة " |
Natasha Barton'ın başı dertte. | Open Subtitles | (ناتاشا). (بارتون) بخطر. |
Bu Barton'ın oğlu olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هذا إبن (بارتون). |
Barton'ın mı? | Open Subtitles | بارتون ؟ |