"basıyorsun" - Translation from Turkish to Arabic

    • تضغط
        
    • اضغطي
        
    • تقفين على
        
    • تدوس
        
    • اكبس
        
    • وأثقل
        
    • أنت تقف على
        
    • تضغطِ الزر
        
    Eklemeye başlıyorsun 5, 7, 5, 7, 5, 7 ve karekök tuşuna basıyorsun. TED تجمع 5، 7، 5، 7، 5، 7، ثم تضغط على زر الجذر التربيعي.
    Lanet tuşlara basıyorsun Herhangi biri bu işi kolayca yapabilir. Open Subtitles تضغط ازرار داعره اي شخص يستطيع ان يرقص ويعمل وظيفتك
    Gördün mü? Bu düğmeye basıyorsun, şoför de seni duyuyor. Open Subtitles كما ترى, تضغط على هذا الزر ثم يسمع السائق ما تريده.
    Sen harflere basıyorsun ve o da kağıda basıyor. Open Subtitles فقط اضغطي على الحروف وسوف تُطبع على الورقة
    Tatlım, parmaklarıma basıyorsun. Open Subtitles أنت تقفين على أصابعي
    -Bu lanet kamyonda ölmek istemiyorum. -Ayağıma basıyorsun. -Tanrım beni buradan çıkar. Open Subtitles ــ لا أريد الموت في هذه الشاحنة ــ أنت تدوس على ساقي
    Bu küçük aparatı alıyorsun küçük aparatı sikik deliğe koyuyorsun, koyduğumun kapağını kapatıyorsun ve şu ibne düğmeye iki saniye basıyorsun amına koyayım. Open Subtitles ضع الفنجان اسفل الفتحة اغلق الغطاء اللعين اكبس الزر اللعين لثانيتين
    Jones'dan daha hafif, Gregson'dan daha sert basıyorsun. Open Subtitles أخف من (جونز) وأثقل من (غريغسون)
    Bazı adamlar seni buraya getirip film izletti ve sen de bir düğmeye basıyorsun. Open Subtitles شخص ما يأخذك إلى هنا، و يريك فيلم و تضغط على زر.. معتمداً على الإيمان وحده
    Buraya geliyorsun, zevkle insanların damarına basıyorsun limitlerini ölçmeye çalışıyorsun! Open Subtitles تأتين إلى هنا وتعتبرين كل شيء لعبة بالنسبة لكِ لكي تضغط على الناس وتضغطي عليهم وتضغطي عليهم
    Üçtür asansör düğmesine basıyorsun da. Open Subtitles لأنّها المرّة الثالثة التي تضغط بها على زر المصعـد
    Yani bir tuşa basıyorsun ve beş dakika içinde bir yabancıyla sevişiyor musun? Open Subtitles انتظر, انت فقط تضغط على زر وتنتظر خمس دقائق انت وشخص غريب تتضاججعون ؟
    Tüm bu online süreci hoş bulmadım. Sana onlar için ne alacağını yazmışlar. Birkaç düğmeye basıyorsun ve hediye ambalajlanıp paketleniyor ardından sevk ediliyor. Open Subtitles أجد هذه الطريقة على الإنترنت نوعاً ما كريهة يخبرونك ماذا تشتري لهما، ثم تضغط عدة أزرار.
    Birinin kimlik numarasını girip, buna basıyorsun ve insan yönetebilen bir kumanda oluyor. Open Subtitles أدخلي رقمكِ الشخصي ثم اضغطي على هذا سيتحول إلى جهاز يتحكم بالناس
    Koordinatlardan memnunsan da, bu tuşa basıyorsun. Open Subtitles وعندما تكوني راضية بهذا , اضغطي هذا الزر
    Ucuna böyle basıyorsun. Open Subtitles فقط اضغطي على الرأس هكذا.
    Tamam ama ayağıma basıyorsun. Open Subtitles حسناً, لكنك تقفين على قدمي
    - Elime basıyorsun. Open Subtitles انت تقفين على يدي
    Kuyruğuma basıyorsun. Open Subtitles أنت تدوس على ذيلي.
    Bu küçük aparatı alıyorsun küçük aparatı sikik deliğe koyuyorsun, koyduğumun kapağını kapatıyorsun ve şu ibne düğmeye iki saniye basıyorsun amına koyayım. Open Subtitles ضع الفنجان اسفل الفتحة اغلق الغطاء اللعين اكبس الزر اللعين لثانيتين
    Jones'dan daha hafif, Gregson'dan daha sert basıyorsun. Open Subtitles أخف من (جونز) وأثقل من (غريغسون)
    Ayağıma basıyorsun. Open Subtitles أنت تقف على قدمي
    ve sonra tekrar basıyorsun giyinik. Open Subtitles ثم تضغطِ الزر ثانية وها هي مرتدية ملابسها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more