basit şeyleri iyi yapabilen... bir doktordun. | Open Subtitles | عندما كنتَ طبيباً... تفعل الأشياء البسيطة بشكل جيد. |
Biliyor musun insan hayattaki basit şeyleri gerçekten takdir etmiyor. | Open Subtitles | أتعلم, أنت لا تقدر الأشياء ...البسيطة في الحياة مثل الجلوس... أنا لا أحسدك |
En basit şeyleri bile karmaşık hale getirirler. | Open Subtitles | حتى إنهم يعقدون الأشياء البسيطة |
basit şeyleri iyi yapmak, zor numaraları kötü yapmaktan iyidir. -Anladım. | Open Subtitles | أفضل أن تفعل أشياء بسيطة من الأشياء الراقية |
10 yıl kadar seramik tasarımcılığı yaptım ve kullanışlı formları gerçekten çok sevdim -- her gün kullandığımız basit şeyleri, form üzerine küçük renk ve düzlem kompozisyonları. | TED | لقد كنت مصمماً خزفياً لمدة عشرة أعوام ولقد أحببت الشكل الهادف أشياء بسيطة نستخدمها كل يوم مزيج صغير من الألوان والأسطح في شكل. |
Aslında yeni fikirler üreten yaratıcılık sihirli bir şey değil, mesele bazı çok basit şeyleri yapmaktan ibaret. | TED | وليس هناك عملية سحرية في الإبداع للمجيء بأفكار انها مجرد القيام ببعض الاشياء البسيطة جدا |
Yaşam tarzınızı anlayamasam da bir şekilde derime yapışıyor, basit şeyleri içimde değiştiriyor ve eve dönmek korku veriyor. | Open Subtitles | حتى ظننتُ أنني لن أتمكن من الإمساك ,بأي سبيل للحياة ,هناك شيء ما يندسّ في جلدي ,ليغير الأشياء البسيطة داخله .والعودة للبيت تبدو مسألة مرعبة |
Sen basit şeyleri seviyorsun. | Open Subtitles | أنت تحب الأشياء البسيطة. |
En basit şeyleri bile. | Open Subtitles | حتى الأشياء البسيطة. |
Direkt basit şeyleri gözlemliyorsunuz. | TED | فإنكم تلاحظون بضعة أشياء بسيطة بطريقة مباشرة . |
Bana kendimi hayattaki basit şeyleri kaçırıyormuşum hissi veriyorsun. | Open Subtitles | تجعليني أحسّ وكأني محروم من أشياء بسيطة في الحياة... |
En basit şeyleri anlayamıyor ama ikiyle ikiyi toplar gibi hesap yapıyor. | Open Subtitles | ولا يستطيع فهم الاشياء البسيطة لكنه يستطيع حساب التفاضل كما لو كنا يحسب 2+2 |
- En basit şeyleri bile hatırlayamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تذكر الاشياء البسيطة |