Erkekler akran kültürünün getirdiği baskıları yaşıyor. Tam da bu yüzden, bu baskıları yok etmek için erkekleri cesaretlendirmemiz gerekiyor. | TED | هناك قيود داخل ثقافة الأقران على الرجال، وذلك هو السبب في أننا بحاجة إلى تشجيع الرجال لاختراق تلك الضغوط. |
Bunun benzetimlerini yapmadık, ama iddiasına varım ki mantığımız ve matematik arasında en azından gerçeğin yönünde olmak için bazı seçilim baskıları var. | TED | نحن لم نقم بالمحاكاة ولكن أراهن بأننا سنجد بعض الضغوط المختارة على منطقنا و رياضياتنا لتكون على الاقل في إتجاه الحقيقة |
Bu, çevrenizdeki sosyal baskıları içerir. | TED | وهذا يشمل الضغوط الاجتماعية المحيطة بك. |
Tam anlamıyoruz ama en azından seçilim baskıları, gerçek matematik ve mantıktan eşit uzaklıkta değildir. | TED | و لا نعيها لكن على الأقل فإن ضغوط الأختيار ليست بعيدة عن الرياضيات الحقيقية والمنطق |
Gündelik yaşamın baskıları altında ezildiğinizi düşünmeyin. | TED | لذا لا تشعر بالإحباط أمام ضغوط الحياة اليومية |
Çiftçiler daha üretken olduklarında, çevresel baskıları azaltırlar. | TED | وعندما يصبح الفلاخون أكثر انتاجية، يقللون الضغوط البيئية. |
Çiftçiler daha üretken olduklarında, daha çok para kazanırlar ve yoksulluktan kurtulurlar. Topluluklarını besler ve çevresel baskıları azaltırlar. | TED | عندما يصبح الفلاحون أكثر إنتاجية، سيجنون مال أكثر، ويتغلبوا على الفقر. يطعموا مجتمعاتهم ويقللوا الضغوط البيئية. |
Daha eşitlikçi toplumlara yol veren bu sosyal baskıları oluşturmak tamamen yapılabilir bir şeydir. | TED | ومن السهل جداً إنشاء مثل هذه الضغوط الإجتماعية والتي تدفع لمجتمعات متساوية أكثر |
Bu baskıları kaldıracak entelektüel donanımı olup olmadığı şüpheliydi. | Open Subtitles | هو مريب سواء عنده الأجهزة الثقافية لتقييم هذه الضغوط |
Bu baskıları hissetmeyeceğim bir yer istiyorum, herhangi bir yer. | Open Subtitles | الآن أنا أرغب في بعض الحرية، في مكان ما... لا أشعر فيه بهذه الضغوط. |
Ayrıca, söylediğim gibi, pelvik baskıları da rahatlatıyor. | Open Subtitles | كما أنّها تساعد أيضاً، أو هكذا قيل لي، في تخفيف ضغوط معينة تحدّث في الحوض. |
İnsanlar günde en azından dört-altı kez idrara çıkmalıdır ama zaman zaman, modern hayatın baskıları bizi idrarımızı tutmaya zorlayabilir. | TED | يجبُ أن يتبول الإنسان على الأقل من أربع إلى ست مرات يوميًا، ولكن أحيانًا، ضغوط الحياة الحديثة تجبرنا على إمساكه والاحتفاظ به في داخلنا. |
...hükümetin toplama politikaları baskıları yenilendi. | Open Subtitles | ... ضغوط متجددة على الحكومة بخصوص سياسات الاحتواء |
İş baskıları mı? | Open Subtitles | ضغوط العمل؟ |