Galiba başka bir numara aramaya çalışmış. Tuşlara rastgele basmış. | Open Subtitles | أفترض أنه كان يحاول طلب رقم آخر لكنه ضغط على أرقام عشوائية |
Hayır, o şu an hastanede. Birisi "Terörle Mücadele"nin düğmesine basmış. | Open Subtitles | لا هو في المستشفى أحدهم ضغط على زر الأمن القومي |
Erteleme düğmesi, erteleme düğmesine basmış olmalıyım. | Open Subtitles | زرّ التعطيل المؤقت, لابد أنني ضغطت عليه. |
Bir gün ABD ile yaşanan savaştan kalan bir mayın tarlasına basmış ve bacağını kaybetmiş. | TED | وفي يومٍ ما، داس على لغمٍ أرضي من مُخلفات أيام الحرب مع الولايات المتحدة، وبُتِرت ساقه. |
Altı girişi ve yarısını su basmış yüzlerce tüneli var. | Open Subtitles | ستة مداخل , و مئات الحفر و معظمها مغمور بالماء |
Baraj çökmüş ve sular Ca' Zuliani'yi basmış. | Open Subtitles | لقد فاض السد وغمرت المياه منطقة زولياني. |
Demek ki zanlımız ıslak boyaya basmış. | Open Subtitles | لذا مشتبهنا به تَقدّمَ طلاء الصيانةِ الرطبِ. |
Birini su basmış. | Open Subtitles | واحد تم ردمه |
Henüz ıslakken boyanın üstüne basmış. | Open Subtitles | وداس على كبح بينما كان لا يزال الرطب. |
Bana sorarsan senin düğmene çok kez basmış sanırım. | Open Subtitles | بقد ضغط على الزر أكثر منك بكثير اذا سألتني |
Tabii katil, koltuğu hareket ettirmek için düğmeye basmış olmalı. | Open Subtitles | وسيتعيّن على القاتل ضغط الزر مرّة أخرى لأجل تحريكه. |
Hatta biri asansördeki tüm tuşlara basmış. | Open Subtitles | و من الواضح ان احدهم ضغط على كل الأزرار في المصعد |
Salağın biri alarma basmış. | Open Subtitles | ذلك الأحمق ضغط جرس الإنذار لذا أخذته رهينه. |
Birisi parmaklarına basmış gibi mi? | Open Subtitles | ضغط قد بذل عن طريق مادة متحركة كما لو أن شخصاً كان يطأ على أصابعه؟ |
On dördüne "Çıkma'ya" basmış, beşine "Çık'a". | Open Subtitles | لقد ضغطت على اكره 14 مرة وعلى واعد 5 مرات |
On dördüne "Çıkma'ya" basmış, beşine "Çık'a". | Open Subtitles | لقد ضغطت على اكره 14 مرة وعلى واعد 5 مرات |
Ormanda tek başında yürüyormuş ve ıslak bir şeye basmış. | Open Subtitles | كان يمشي وحيدا في الغابة ومن ثم, داس على شيء رطب |
Katil deliğe sığsınlar diye kemiklerin üzerine basmış. | Open Subtitles | القاتل داس على عظامه حتى تُلائم وحدة التصريف. |
Alttaki katı da tamamen su basmış. | Open Subtitles | حسنا ، المستوى الأسفل مغمور تماما تحت الماء |
Dade General'ın bodrumunu su basmış. Bütün cesetleri bize gönderdiler. | Open Subtitles | سرداب "ديد" الرئيسي فاض أرسلوا لنا كُلّ جثثهم |
Kızın kanına basmış, bıçağı temizlemek için banyoya gitmiş, sonra da koridordan merdivenlere gitmiş. | Open Subtitles | تَقدّمَ دمَّها، المشي إلى الحمّامِ للتَنظيف مِنْ السكينِ، تراجعْ إلى المدخل أسفل الدرجاتِ. |
Birini su basmış. | Open Subtitles | واحد تم ردمه |
Cody havuzdan dönüyormuş ve kırıntının birine basmış. | Open Subtitles | كان (كودي) عائداً من بركتهم وداس قطعة زجاج |
Sürücü her kimse Sutton'dan kaçabilmek için gaza basmış. | Open Subtitles | أيا كان من يقود فهو قفز على الغاز لكي يبتعد عن ساتون |
Sanırım dairemi su basmış. - Yangın söndürme sistemiyle alakalı bir şey. | Open Subtitles | يبدو أن شقتي قد فاضت بها المياه شيئ ما أصاب المرش |
Şehrin su basmış kısımlarında ne yapıyordunuz? | Open Subtitles | ماذا كنت تفعل في الأجزاء المغمورة من المدينة ؟ |
Soldan git, aşağı doğru yürü üzerine Godzilla basmış gibi duran kamyonetin oradan sağa dön. | Open Subtitles | العودة اليسار، ثم على طول الطريق، تأخذ الحق في الشاحنة التي يبدو غدزيلا داست عليه. |