Gri bir şapkası var. Yılan gibi oymalı bir bastonu vardı. | Open Subtitles | كان يلبس معطف رمادي ، ويحمل عصا تشبه الافعى |
Sapı beyaz altından, keskin kısmı gümüşten olan fevkalade bir kılıçlı bastonu varmış. | Open Subtitles | كانت عصا مسيفةً جميلة.. بمقبضٍ أبيض ذهبي ونصلٍ فضي. |
ayrıca yelek ve başlığı, ve ahşap koyu renk bastonu. | Open Subtitles | و سترة الصدر و العكاز من الخشب الداكن |
bastonu al. | Open Subtitles | إلتقط العكاز |
Dürüst olun. Hangi bastonu tercih edersiniz? | Open Subtitles | كن صريحا ايُ عكاز افضل؟ |
bastonu doğru tarafta kullanmayı düşündüğün oldu mu? | Open Subtitles | أفكرت أبداً باستخدام عصاك على الجانب السليم؟ |
Ve her ne kadar bastonu beni eritsede şu lanet ameliyatı yapın." | Open Subtitles | و الذي لا يريد تصديق أم الضواحي الطيبة و رغم أن عصاه تذيب قلبي "اجروا الجراحة اللعينة |
bastonu bırakmasını söyle ! | Open Subtitles | اطلبي منها أن تضع العصا جانباً |
Tren Bolbec'ten ayrılırken bastonu olan ve altın mücevherler takmış sakallı bir adam binmişti. | Open Subtitles | بينماالقطاركانيغادربولبيك, قفز إلى الداخل... . رجل ملتح يحمل عصا... |
- Sigara konulduğuna göre Hank'in bastonu neden olmasın? | Open Subtitles | لقد قلت أنه قد تم زرع أعقاب السجائر -المخدرة ، لماذا لم تكن عصا " هانك " أيضاً ؟ |
Topalladığı için de bir bastonu vardı. | Open Subtitles | وكان يحمل عصا مشي بسبب أنه كان يعرج |
Squire'ın bastonu. Katalog için hakkında yazı yazmam gerekiyordu. | Open Subtitles | عصا سير (سكواير)، إضطررت للكتابة عنها في الفهرس |
Çoban bastonu. | Open Subtitles | انها عصا الراعي |
Market bastonu. | Open Subtitles | عصا محل البقالة. |
İşte, hanımın bastonu. | Open Subtitles | ...ها هو عكاز السيدة |
Kocamın bastonu. | Open Subtitles | عكاز زوجي |
bastonu buldum, Waller. | Open Subtitles | حصلت على عصاك يا "والر". |
Tam karşıda tuttuğu bastonu göremiyor musun? | Open Subtitles | ألا يُمكنك رؤية عصاه هناك؟ |
- bastonu bırakmasını söyle ! | Open Subtitles | اطلبي منها أن تضع العصا جانباً |