| bavullarımı lütfen Palace D'Rhodi oteline gönderin. | Open Subtitles | رجاءً تفضل بارسال حقائبي إلى فندق رودس بلازا |
| bavullarımı hep yanımda getiririm. Orada beklemeye dayanamıyorum. | Open Subtitles | لا أشحن حقائبي أبداً، لا أطيق الإنتظار في منطقة الأمتعة |
| Daha bavullarımı boşaltma fırsatını bile bulamadım tatlım. | Open Subtitles | أتعرفين؟ لم تواتني الفرصة حتى لأفرغ حقائبي يا عزيزتي |
| bavullarımı her zaman yardımcım toplardı. | Open Subtitles | مدبرة المسرح في العادة هي من توضب أمتعتي |
| Eğer böyle davranacaksan belkide bavullarımı toplayıp annemim yanına taşınmam gerekecek. | Open Subtitles | إذاً ربما يجب علي أن أحزم أمتعتي وأذهب للعيش معها |
| Endişeniz çok dokunaklı ancak henüz bavullarımı hazırlamadım. | Open Subtitles | أعرف ، قلقك ، ولكنى لم أحزم حقائبى بعد |
| bavullarımı hazırlayıp insanların birbirlerini öldürmek için mazeret aradıkları bir yere gelmekle büyük aptallık etmişim. | Open Subtitles | لقد كنت غبية جداً لحزم حقائبي ومجيء إلى مكان الناس فيه يبحثون عن عذر لقتل بعضهم البعض |
| Eğer ben kaybedersem, o zaman bavullarımı toplayıp Punjab'a geri dönerim. | Open Subtitles | وإذا خسرت ,سأحزم حقائبي وأعود إلى البنجاب |
| Ama yapamayacağını düşünüyorsan bavullarımı buraya bırak. | Open Subtitles | '' ،ولكن إذا أحسست أنك لن تستطيع المكوث '' '' .فاترك حقائبي بالداخل '' |
| bavullarımı açmadım. Benim evim olmadığını anlayacaksınız. | Open Subtitles | لم أقم بإفراغ حقائبي وستعرف بأنه ليس منزلي |
| O hâlde bavullarımı kendim taşımam gerekecek sanırım. | Open Subtitles | حسناً، أظن أنه يتعين علي أن أحمل حقائبي بنفسي إذاً. |
| Genç, yeni evli, Müslüman, Mısırlı bir eş için oldukça alışılmadık bir şey yaptım: Mısır'da kalmak zorunda olan eşimin desteğiyle bavullarımı toplayıp İngiltere'ye taşındım. | TED | وقمت وقتها بشيء غير اعتيادي بالنسبة لفتاة مصرية مسلمة ومتزوجة حديثاً: بدعم من زوجي الذي ظل في مصر، حزمت حقائبي وانتقلت إلى انجلترا. |
| Şimdi beni bağışlarsan içeri gidip bavullarımı toplayayım ve Viyana'ya, ait olduğum yere döneyim. | Open Subtitles | و الآن، اعذرني... سأذهب إلى الداخل... و أحزم حقائبي القليلة... |
| Benim bavullarımı kaybettiler. Ya sen? | Open Subtitles | لقد أضاعوا إحدى حقائبي ماذا عنك؟ |
| Havaalanındayım; gürültü için bağışla, bavullarımı bekliyorumda. | Open Subtitles | نعم، أنا في المطار سامحني على الإزعاج أنا أقوم بجلب أمتعتي |
| bavullarımı bile boşaltamayacağım çünkü saat 9'da hoşgeldin partisi var. | Open Subtitles | سأصل متأخرة جداً فلا أتمك من فك أمتعتي لأنه في التاسعة علي حضور حفلة كوكتيل |
| O zaman, bavullarımı çabucak boşaltıp her şeyi çamaşır makinesine at? | Open Subtitles | هل يمكنكِ إفراغ أمتعتي بسرعة و وضع كل شيء بالمغسلة؟ |
| * Topluyorum bavullarımı ve başka zamana diyorum akademiye * | Open Subtitles | * أجمع أمتعتي * * وإعطاء للأكادمية شيك للمغادرة * |
| Hemen anladınız. Aslında, bavullarımı istasyonda bıraktım. | Open Subtitles | في الواقع أني تركت أمتعتي في المحطة |
| Artık bavullarımı almam lazım. | Open Subtitles | يجب أن أحضر حقائبى الآن |
| Onu Amerika'ya gitmeden önce bavullarımı hazırlarken bulmuştum. | Open Subtitles | (وجدتُها وأنا أحزم حقائبى فى طريقى (لأمريكا |