Tamam mı? Orada yaşanan bazı şeyler için şehir onlara ruhsat vermez. | Open Subtitles | حسناً، المدينة لا تعطي بالضبط الرخص لبعض الأشياء التي تحصل هناك |
Ama unutulmuş oteller bazı şeyler için hâlâ iyidir. | Open Subtitles | لكن الفنادق المنسية ما زلت جيدة لبعض الأشياء. |
Sonradan anladım ki, bu aslında bazı şeyler için iyiydi: bir kutu boyayı karıştırmak ya da bir Polaroid'i sallamak gibi, ama aynı zamanda gerçek bir kıyametti. | TED | الآن أدركت متأخراً أن هذا الإهتزاز كان مفيداً فعلاً لبعض الأشياء مثل مزج الالوان أو هز الصور و لكن في ذلك الوقت كان الامر بالنسبة لي بمثابة النهاية. |
Anneme bazı şeyler için yardım etmem lazım. | Open Subtitles | عليا أن أساعد أمي في بعض الأغراض |
Anneme bazı şeyler için yardım etmem lazım. | Open Subtitles | عليا أن أساعد أمي في بعض الأغراض |
Ama yaptığın bazı şeyler için özür dilemene gerek yok. | Open Subtitles | لكن بعض الأشياء التي فعلتيها, لا يجب أن تعتذري عنها |
Yaptığı bazı şeyler için aramıza mesafe koymak zorunda kalmıştım ama gerçekten yapan o değildi. | Open Subtitles | تعين علي الإبتعاد عن بعض الأشياء التي فعلها لكن هذا لأني أعلم إنها لم تكن أفعاله حقًا |
Bak, bazı şeyler için çok iyi bir hastane. | Open Subtitles | انظري, انه مشفى رائع لبعض الأشياء |
Söylediğim bazı şeyler için özür dilerim. | Open Subtitles | انا اسف على بعض الأشياء التي قلتها |
Söylediğim bazı şeyler için. | Open Subtitles | عن بعض الأشياء التي قلتُها |