"beş parasızım" - Translation from Turkish to Arabic

• مفلس
• مفلسة
• لقد أفلست
• مُفلس

Beş parasızdım ve 12 kişiyle aynı odada kalıyordum... sonra fark ettim ki... beş parasızım ve 12 kişiyle aynı odada kalıyorum.
أنني كنت مفلس,و أشارك غرفه فيها 12 شخص لا أعرفهم فقط لاكتشف أنني كنت مفلس,و أشارك غرفه فيها 12 شخص لا أعرفهم

beş parasızım ve tanımadığım 12 kişiyle aynı odayı paylaşıyorum.
أنني كنت مفلس,و أشارك غرفه فيها 12 شخص لا أعرفهم

Uzman tanıklığın saati 300 dolar ve beş parasızım.
حسناً كوني شاهد خبير يدفع لي 300 دولار في الساعة وأنا مفلس

beş parasızım. Öğrencilik borçlarım var ve nasıl ödeyeceğimi hiç bilmiyorum.
أنا مفلسة, ومدينة بمائة من قروض الطلبة و ليس لدي فكرة كيف سأسددها

Bayan Kirli Çıkı. beş parasızım demiştin hani?
سيدة كيس النقود، ظننت بأنّكِ قلتِ بأنّكِ مفلسة

Biliyorsun, beş parasızım Ellen.
أنا كما تعلمين ، لقد أفلست يا الين

Biliyor musunuz ben masaj terapistiyim ve görünüşe göre beş parasızım yani bahşiş olarak boynunuzdaki o tutulmayı yok etmeme ne dersiniz?
تعرفين , أنا طبيب تدليك وأنا مُفلس , لذا ماذا تقولين إن أخرجت الألم من رقبتك كبقشيش؟

beş parasızım. Peki eski eşin ve kocası?
أنا مدين بـ 40 ألف بعد طلاقي أنا مفلس مادّيّاً

Yanlış adamı soyuyorsunuz. beş parasızım. İşten kovuldum.
أنتم تسرقون الرجل الخطأ أنا مفلس لقد طردت للتو

beş parasızım park yerine yanaşmış bir teknede yaşıyorum ama bu beni hayal kurmaktan vazgeçirmiyor ki.
وأعلم أنني مفلس وأنني أعيش بقارب في ساحة مواقف لكن سأُفضل أن يكون لدي حلم بعيد

Benimle bir şey deneyebileceğini düşünen ilk kişiydi o ama 1000 dolar avukatlık ücreti var ve ben beş parasızım.
إنّه أوّل شخص تحدّثت إليه والذي يظن أنّ لديّ فرصة كبيرة، ولكنّه أخذ عربون ألف دولار، وأنا مفلس.

Yeterince hayat dersi aldım, beş parasızım, beş kuruş param yok.
كفى من أحاديثك , أنا مفلس ليس لدي مال نهائيًأ

beş parasızım. Ne? Para biriktirdiğini sanıyordum.
لا اعرف انا مفلس - اعتقد انك كنت توفر بعض المال -

beş parasızım.
أنا بضائقة مالية كبيرة أعني مفلس تماماً

Bütün paramı kaybettiğimi sana hatırlatmak isterim. beş parasızım.
أنا بضائقة مالية كبيرة أعني مفلس تماماً

beş parasızım. Sokakta yaşıyorum.
أنصت , أنا مفلس وأعيش بالشوارع

beş parasızım, arabam bile yok.
و أنا مفلس, ولا أمتلك حتى سيارة

Şimdiyse bana ihtiyacın var ve beş parasızım. Yine beş parasızım.
والأن أنتي بحاجتي وأنا مفلسة أنا مفلسة لعينة مجدداً

Aslında bu akşam toplantıya gelmeyi düşünmüyordum ama beş parasızım ve kahve içmek istedim.
لم أخطط للذهـاب للاجتمـاع الليلة لكنـي مفلسة واحتجت كأس قهوة

beş parasızım.
لقد أفلست.

Hayattayım ama beş parasızım.
أنا حي وأنا مُفلس بعد المال الذي أدين به لـ(جيسي)