MacGyver içicisi etrafta bulunmasını isteyeceğiniz becerikli bir adam, özellikle iş yakmaya geldiğinde. | Open Subtitles | مدخت الماجيفر شخص بارع في أصلاح ما حوله خاصة عندما يأتي الموضوع للسيارت |
Çocuğu çok zeki ve becerikli bir insan olarak büyüdü, Emily. | Open Subtitles | لقد كبر الطفل وكان ذكيا و داهية ماكرا يا ايملى |
Lascaux ve Chauvet'teki hayret verici derecedeki becerikli mağara resimleri insanlığın en erken sanat eserleri olarak sayılır. | TED | ويفترض على نطاق واسع أن الأعمال الفنية الأولية هي لوحات كهف مرسومه بشكل ماهر ونحن جميعا نعلم أن لاسكو و شيفيت |
Çok zeki, çok becerikli ve çok paranoyak bir sosyopat. | Open Subtitles | ماذا يكون اذا ؟ ذكى جدا , واسع الحيلة ,مصاب بجنون العظمة |
becerikli ve meşhur olmasına karşın, Daedalus egoistik ve kıskanç birisiydi. | TED | وعلى الرغم من مهارة وشهرة دايدالوس، إلا أنه كان غيورًا وحسودًا. |
Bu, senin de annen gibi yetenekli becerikli ve sıradışı bir cerrah olduğun ama tek farkının, senin, onun hatalarından ders alman olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | يعني هذا أنكِ جرّاحة موهوبة و بارعة و غير عادية، مثل والدتكِ , لكن الفرق هو أنه يمكنكِ التعلم من أخطائها |
Tamir konusunda ne kadar becerikli olduğunu bana defalarca söylemiştin. | Open Subtitles | لقد أخبرتني مرات عديدة كم أنت بارع في إصلاح الأشياء |
Öyle becerikli ki. Her şeyini fazlalık parçalardan yapmış. | Open Subtitles | إنه بارع جدًا لقد صنعه كاملاً من قطع الغيار |
Böyle bir balık yok. Jardin de Roi onuruna layık gördüğünüz ben, becerikli biriyimdir. | Open Subtitles | هذا الحيوان غير موجود فعلا المحنط في حديقة الملك رجل بارع |
Bu krizin aşılmasında ne kadar becerikli olduğunuzu da kanıtladınız. | Open Subtitles | وأثبتِّ أنكِ داهية للغاية في كافة أنحاء هذه الأزمة |
Çocuklar beklediğimizden daha becerikli çıktı. | Open Subtitles | اتّضح أنّ الطفلين أكثر داهية ممّا توقعتُهما. |
Seninle ilk tanıştığımda bu kadar becerikli olduğun aklımın ucundan geçmemişti. | Open Subtitles | تعرف، عندما قابلتك أول مرة لم يكن لديّ أي فكرة أنك داهية بهذا الشكل |
Bu Habeş esire dikkat et. Adı Vahşi. Hem becerikli, hem de hain. | Open Subtitles | إنه عبد حبشى أسمه وحشي أنه جيد و ماهر شاهديه |
Beş ajanı öldürüp, uçağı indirecek kadar becerikli biri. | Open Subtitles | شخص واسع الحيلة جداً ليقتل 5 فدراليين ويهبط بطائرة |
Kadınlar erkeklerden çok daha becerikli olmak zorundadır. | Open Subtitles | النساء يُجبرن أن يكن أكثر مهارة من الرجال بكثير. |
Bu, senin de annen gibi yetenekli becerikli ve sıradışı bir cerrah olduğun ama tek farkının, senin, onun hatalarından ders alman olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | يعني هذا أنكِ جرّاحة موهوبة و بارعة و غير عادية، مثل والدتكِ , لكن الفرق هو أنه يمكنكِ التعلم من أخطائها |
Milyonlarca yıl boyunca güzelce ayarlanan fiziksel adaptasyon takımları sayesinde, becerikli avcılar oldular. | TED | وبفضل مجموعة من التكيفات الجسدية التي انتظمت بدقة عبر ملايين السنين، أصبحت حيوانات مستكشفة واسعة الحيلة. |
İşine dikkat et. Yağmur Adam becerikli. | Open Subtitles | عليك الإنتباه لعملك هذا الرجل لديه بعض المهارات |
Unutma, o becerikli bir pislik. Akıllı. | Open Subtitles | تذكري، إنه ماكر ابن عاهرة وذكي. |
Daha becerikli olmam gerek. | Open Subtitles | فقط يَجِبُ أَنْ يَكُونَ أكثرَ دهاءً. |
Motorlar konusunda becerikli ama onu uğraştırıyor. | Open Subtitles | إنه يجيد التعامل مع السيارات ولكن الأمر يؤلمه |
Ve, şey, bağışlarsan babandan küçük bir iltifat, benim en güvenilir ve becerikli ortağım. | Open Subtitles | ولو سمحت لي ببعض التفاخر الأبوي، أكثر الموثوق بهم وشريكة موهوبة |
Bu birliğe verilen zor görev için kimin becerikli kimin beceriksiz olduğunu .anlamak için fazla vaktimiz yok. | Open Subtitles | من هو مؤهل ومن هو ليس مؤهل للعمل الصعب المخصص لهذه الوحدة |
Bunlar sonunda birleştiğinde --burda, usta ve becerikli bir banka soyguncusunun yeteneklerine ve bir intihar komandosunun öfkesine sahip bir suçludan söz ediyoruz-- patlayacaktır. | Open Subtitles | الان عندما يلتقوا اخيرا سنتحدث عن مجرم صاحب مهارات و كفاءة |
Bittiğinde, bu ülkeyi baştan inşa etmek için becerikli insanlara ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | وحينما تنتهي سنحتاج إلى اُناسٍ ذوي كفاءات عالية ليبنوا البلد من جديد |