Sanırım dört yıl, beklemek için uzun bir zaman. | Open Subtitles | .أعتقد ان اربع سنوات وقت طويل للإنتظار |
beklemek için çok uzun bir süre. Kız kardeşim için bekliyor olsan bile. | Open Subtitles | انه وقتٌ طويل للإنتظار, حتى من أجل أختي |
beklemek için zamanımız da yok. | Open Subtitles | . لا نمتلك وقت للإنتظار اكثر من ذلك |
Burda kalıp, hayatını hiç gerçekleşmeyecek birşeyi beklemek için harcama. | Open Subtitles | لا تبقي هنا وتضيعي حياتكِ بانتظار شئ قد لا يحدث أبداً |
Böyle bir kadını beklemek için neler verirdim biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم مالذي مستعد أن أعطيه لإنتظار إمرأة كتلك ؟ |
Daedalus'u beklemek için zamanımız kalmadı. | Open Subtitles | لا وقت للانتظار كيف يسير العمل بالمحرّكات؟ |
Ve tutunmaya devam ettim, gözlerimi kapadım, dinlemek ve beklemek için. | TED | ولهذا تمسكت وأغلقتُ عيناي لأستمع، لأنتظر. |
beklemek için fazla vaktimiz de yok. | Open Subtitles | وكما لو لدينا الكثير من الوقت للإنتظار |
Ayrıca, beklemek için çok güzel bir gün. | Open Subtitles | بخلاف أنه يوم جميل للإنتظار |
18 yıl, beklemek için gerçekten uzun bir süre. | Open Subtitles | ـ 18 سنة, وقت طويل للإنتظار |
beklemek için vaktimiz yok. | Open Subtitles | لا نملك الوقت للإنتظار |
Ayrıca beklemek için bir neden olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | وأيضاً لا ذريعة للإنتظار |
beklemek için vaktimiz yok. | Open Subtitles | ليس لدينا وقت للإنتظار |
Restorandaki vurulma olayında bizi temize çıkarmarlarını beklemek için kıçımızı kırıp oturacağımız bir gün daha. | Open Subtitles | نعم، يوم آخر من القعود بانتظار إخلاء مسؤوليتنا في واقعة إطلاق النار في المطعم |
Hayatta kalabilmek için o duyguyu bastırmayı öğreniriz uygun zamanı beklemek için. | Open Subtitles | للبقاء على قيد الحياة , نتعلم كبته, بانتظار الوقت المناسب. |
Ambulansı beklemek için zaman yok. | Open Subtitles | لكن ليس لدينا متسع من الوقت لإنتظار الإسعاف |
Babam vizesini beklemek için Meksika'ya gönderiliyor. | Open Subtitles | أبي يتم ترحيله إلى (المكسيك) لإنتظار تأشيرته |
beklemek için. Perfüsyonistin gelmesi ne kadar sürer, yarım saat? | Open Subtitles | للانتظار,الى ان يأتى اختصاصي الإرواء,سوف ننتظر حوالى نصف ساعه؟ |
beklemek için güzel bir yer. | Open Subtitles | وخير مكان للانتظار فيه هذا ما كان |
Eskiden treni beklemek için beni oraya götürürdü. | Open Subtitles | لقد إعتادت أن تأخذني إلى هناكَ لأنتظر القطار |
Burada kahve beklemek için para vermiyorum! | Open Subtitles | -هذا رائع للموظفين . |