| Rol yapma, Kimseyi beklemiyorsun orda Bütün gün beni takip ediyorsun. | Open Subtitles | توقّف عن التصرّف بضحك، فأنت لا تنتظر أحـد، أنت تتبعـنـي دائماً |
| - Tabii. Ben limonata doldururken neden oturma odasında beklemiyorsun? | Open Subtitles | لما لا تنتظر فى غرفة المعيشة، وسأصب لنا عصير الليمون؟ |
| Buınlarla, bu ufacık şeylerle gerçekten beni mahkum ettirmeyi beklemiyorsun? | Open Subtitles | هل تتوقع أن تحصل على مذكرتي اعتقال جراء توقيع معجب ؟ |
| - Grace'in ödemesini beklemiyorsun herhalde ve biliyorsun ki bende bu aralar nakit sorunu var. | Open Subtitles | أنت لا تتوقع أن تقوم جريس بدفع الحساب وأنا لدى مشكلة فى السيولة |
| Bunu söylemekten nefret ediyorum, ama neden oturup burada beklemiyorsun? | Open Subtitles | و الآن أكره قول ذلك لكن لماذا لا تنتظرين هنا؟ |
| Buna inanmamı beklemiyorsun herhalde. | Open Subtitles | هذا سخيف. أنتي لا تتوقعين بأني سأصدق هذا الأمر ؟ |
| Şayet o kadar uzun beklediysen neden birkaç dakika daha beklemiyorsun? | Open Subtitles | حسناً، لو كنتِ تنتظرين كل هذا الوقت، فلمَ لا تنتظري بضع دقائق إضافيّة؟ |
| Neden tarlaya ektiğim tohumların çıktığını beklemiyorsun ? | Open Subtitles | لما لا تنتظر حتى أزرع البذور فى الحقل, بعدها آخذك الى هناك؟ |
| O zaman neden sigarayı bırakmak için zengin olmayı beklemiyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تنتظر إذاً حتى تصبح غنيّ و عنذئدٍ تقلع عن التّدخين؟ |
| O halde neden burada beklemiyorsun, ben sana bir tane getireyim? | Open Subtitles | حسناً.. لمَ لا تنتظر هنا حتى أحضر لك قهوتك؟ |
| Ben babanla konuşurken sen niçin dışarıda beklemiyorsun? | Open Subtitles | حسناً. لم لا تنتظر في تلك الغرفة لأتحدث لأبيك، حسناً؟ |
| Oliver neden diğer odada beklemiyorsun hem ödevlerini de yapabilirsin seni birkaç dakika içinde çağırırız tamam mı? | Open Subtitles | لمَ لا تنتظر في الغرفة الأخرى وتنجز بعض الوظائف وسنناديك في بضع دقائق، حسناً؟ |
| Gerçekten benim burada oturupta polisleri beklememi beklemiyorsun dimi? | Open Subtitles | لا تتوقع مني الجلوس وأنتظار الشرطة، صحيح؟ |
| Umarım "Bir şey değil" dememi beklemiyorsun. | Open Subtitles | حسناً لا تتوقع أن أقول لك إني تشرفت بزيارتك |
| Buharda bu mektubu açmayıp sonra benim için tekrar mühürtemediğine inanmamı beklemiyorsun herhalde. | Open Subtitles | لا تتوقع أن أصدق أنك لم تفتحها وأعدت ختمها ثانيةً |
| Niçin biraz beklemiyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تنتظرين لدقيقة إذا دخلتِ هناك، سيبكون |
| Çırılçıplak otururken seni dinlememi gerçekten beklemiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | هل تتوقعين حقاً أن اصغى إليك بينما تجلسين حولى عارية تماماً؟ |
| Sadece Wi-Fi olan 16 GB'lik versiyonunu almamı beklemiyorsun herhalde? | Open Subtitles | لا تنتظري مني أخذ نسخة 16 جيغا لإرضاءك |
| Öyleyse neden sen de bizim gibi oturup beklemiyorsun, Robbie? | Open Subtitles | اذن لم لا تجلس وتنتظر مثل البقيه يا روبي؟ |
| Eşyalarımı alırken neden burada beklemiyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تنتظرني هنا للحظة كي أحصل على أشيائي؟ |
| Beni neden köşkte beklemiyorsun? Hemen geleceğim. | Open Subtitles | لما لا تنتظريني في الخيمه سأكون هناك بعد قليل |
| Dürüstçe, bu ruslar hikayesine inanmamı beklemiyorsun herhalde. | Open Subtitles | و بالتأكيد لا تتوقعي مني أن أصدق قصة عن الروس. |
| Muhtemelen bu akşam için benden bir yemek teklifi beklemiyorsun. | Open Subtitles | على سبيل المثال، على الأرجح تتوقّع منّي أن أدعوكَ للعشاء الليلة |
| Tamam, tüm listeye ihtiyacım yok. Neden dışarıda beklemiyorsun? Haydi. | Open Subtitles | حسنا لا اريد قائمة كاملة لماذا لاتنتظر في الخارج ؟ |
| Benim buna verecek bir cevabım olmasını beklemiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | إنكِ لا تتوقّعين منّي الإجابة على سؤالكِ، أليس كذلك؟ |
| Sen neden üst kata çıkıp beni oarda beklemiyorsun? | Open Subtitles | إذهبي إلى الغرفة وإنتظريني هناك؟ |
| Niye dışarı çıkıp beklemiyorsun ? | Open Subtitles | الذي لا تذهب إنتظارا خارج، وأنا سأكون صحيح خارج؟ |