Bu işlem tamamlandı. İkinci çalışma, bu planları çalışmak. Ne yapılacağını belirlemek için. | TED | وقد تم ذلك. الثاني الآن هو دراسة كل تلك المخططات لتحديد ما سنبنيه. |
Cinsiyeti ve yaşını belirlemek için kafatasını yakından incelemem gerek. | Open Subtitles | أحتاج لإلقاء نظرة مُقربة على الجمجمة لتحديد جنس الضحيه وعُمرها |
Ve testler civardaki çiftliklere yayılıp yayılmadığını belirlemek için devam ediyor. | Open Subtitles | يتم إجراء اختبارات لتحديد ما إذا كان موجودا في المزارع القريبة |
Sinyalinin tam yerini belirlemek için seni aradık ama hiç açmadın. | Open Subtitles | حاولنا الاتصال بك ثانيةً لنحدد مصدر إشارتك بالضبط لكنك لم تستجب |
Kardeşlerinle birlikte oluşturduğun güvenlik risklerini belirlemek için. | Open Subtitles | لتقييم المخاطر الأمنية التي تشكليها أنتِ وأخواتكِ |
Arabanın yerini belirlemek için vinç konuna bir ısı tarayıcısı yerleştirdik. | Open Subtitles | نحن الثابتة الماسح الضوئي الحراري على ذراع رافعة لتحديد موقع السيارة. |
Hangi riskli aktivitenin gerçekten riske değdini belirlemek için kullanılıyor. | Open Subtitles | لتحديد أى نشاط خطر يستحق المُخاطرة من أجله في الواقع |
Geleceğin etkili çalışanlarını belirlemek için ne tür araç ve stratejilere ihtiyacımız var? | TED | فما هي الأدوات والإستراتيجيات التي نحتاج لتحديد الأشخاص المميزين مستقبلا؟ |
Biliyoruz ki, köpek balıkları harekete geçince, özellikle de saldırı için, çok çeşitli duyular kullanır, ancak görüş algısını hedeflerini belirlemek için kullanırlar, özellikle de saldırıdan önceki son birkaç metrede. | TED | نعلم أن سمك القرش يستخدم مجموعة من المستشعرات عندما تقاتل، خصوصًا للهجوم، ولكن مجسات النظر هي أحد التي يستخدمونها لتحديد الأهداف، وعلى وجه الخصوص في آخر عدد من الأمتار قبل الهجوم. |
Daha sonra hasta, tıkanıklıkların yerini belirlemek için yüksek teknolojili kalp cihazına götürülür. | TED | يُنقل المريض بعدئذٍ إلى جناح القلبية ذي التقنيات العالية حيث يتم إجراء فحوصات لتحديد موقع الانسدادات. |
Ve eski askerlerde intihar düşüncesi ve niyetini belirlemek için ABD Eski Asker İdaresi ile birlikte çalışıyoruz. | TED | ونعمل مع إدارة المحاربين القدامى لتحديد الأفكار الانتحارية والنية لديهم. |
Yakın zamanda, yerleşik dört Mars üssünden birinde yeni bir uzay limanı inşa etmek istediğimizi ve yerini belirlemek için oy kullandığımızı düşünün. | TED | تخيل أننا نريد بناء محطة فضاء جديدة في واحدة من أربع قواعد أنشئت مؤخراً على المريخ ويتم إجراء تصويت لتحديد موقعها. |
Öyleyse Seçilmişin kaderini belirlemek için bir gemi gönderilmesini istiyoruz. | Open Subtitles | إذا ً نطالب بارسال مركبة لتحديد مصير المختار |
Yarın şafakla birlikte, en yüksek rahip Hermenthotip'in varisini belirlemek için Kehanet Duvarına danışacak. | Open Subtitles | عند الفجر، سيستشير الكهنة جدار النبوءة لتحديد خليفة هيرمنحوتب |
Öyleyse Seçilmişin kaderini belirlemek için bir gemi gönderilmesini istiyoruz. | Open Subtitles | إذا ً نطالب بارسال مركبة لتحديد مصير المختار |
Sinyalinin tam yerini belirlemek için seni aradik ama hiç açmadin. | Open Subtitles | حاولنا الاتصال بك ثانيةً لنحدد مصدر إشارتك بالضبط لكنك لم تستجب |
Kardeşlerinle birlikte oluşturduğun güvenlik risklerini belirlemek için. | Open Subtitles | لتقييم المخاطر الأمنية التي تشكليها أنتِ وأخواتكِ |
Her uçan makine boşluktaki yerini saptamak için üzerindeki sensörleri kullanıyor ve nasıl hareket edeceğini belirlemek için de kendi hesaplamalarını yapıyor. | TED | كل آلة طائرة تستخدم أجهزة استشعار ذاتية لتحدد موقعها في الفضاء و حسابات ذاتية لتحدد ما يجب القيام به. |
Belki ne tür bir kullanıldığını belirlemek için Clark'a yardım edebilirim. | Open Subtitles | حسناً, لربما أستطيع مساعدتهِ ليحدد أي سلاح إستخدمهُ |
O adamın verilerini kullanıp kullanmama konusunda ne yapmamız gerektiğini belirlemek için, Her durumda kullanabileceğimiz türden formül ne? | TED | ماهي المعادلة التي نستطيع استخدامها في أي وضع لنقرر ماذا سنفعل ، فيما إذا كنا سنستخدم بيانات ذلك الشخص أم لا ؟ |
Benim işim kimin kime neyi ne zaman nasıl yaptığını belirlemek için olay yerindeki delilleri toplamak, incelemek ve bunlardan sonuç çıkarmaktır. | Open Subtitles | عملي هو تعريف وجمع وفحص الأدلة المحسوسة من موقع الجريمة لتقرير من فعل ماذا بمن وكيف فعلها |
Bu yüzden hastalıkları semptomlar belli olmadan çok önce, erken safhada belirlemek için yeni yollara duyulan ihtiyaç gittikçe artıyor. | TED | وبسبب ذلك تشكلت لدينا حاجة ملحّة لأساليب جديدة للكشف عن المرض بمراحل مبكرة قبل ظهور أي أعراض |
Ona antibiyotik veriyorum ve türü belirlemek için biraz kültür aldım. | Open Subtitles | وضعت له مضادات حيوية وأخذت بعض المعلومات لمعرفة نوع سلسلة السل |