Açıklığa bakmayın, belirsizliği tercih edin. | TED | فهي لا تقودكم إلى الوضوح؛ بل تذهب بكم نحو الغموض. |
Sayın Hâkim, müvekkillerimin ilişkisiyle ilgili belirsizliği gidermek isterim. | Open Subtitles | يا حضرة القاضي، أريد ان أبدد الغموض المتعلق بالعلاقة بين موكلي. |
Bu Protestanlıktaki belirsizliği çok sinir bozucu buluyorum. | Open Subtitles | أنا أرى الغموض في طائفة البروستانت أمرًا مقلقًا جدًا |
Şimdi, durumu nasıl değiştirebileceğimize bakıyoruz, aynı zamanda demokrasi için ne yapabileceğimizi anlamaya çalışıyoruz. Bu belirsizliği aklımızda tutmalıyız. | TED | والآن عندما نحاول أن نرى كيف لنا أن نغير الوضع أي أننا عندما ننظر فيما يمكن عمله بشأن الديمقراطية فيجب أن نأخذ هذا الغموض في الحسبان. |
Cinsiyetindeki belirsizliği, güvenlik ve düzene karşı hissettikleri tehdit edici duruşunu bertaraf etmek için, O'nu, kimyasal olarak yeniden programladılar. | Open Subtitles | لإزالة اللايقين عن نشاطه الجنسي، والخطر الذي شعروا أنه يشكّله للأمن والنظام. |
Öte yandan Çorap Kuklası var, tamamen farklı bir hayvan. Tek başına belirsizliği aktarmıyor. | TED | الآن, "جورب الدمية" من ناحية أخرى, حيوان مختلف تماماً. "جورب الدمية" ليس عن الغموض, في حد ذاته. أنه عن الهوية. |
Vedalaştığımız gece bana seyahatin püf noktasını gösterdiğini de fark ettim; dışa olduğu kadar içe doğru, başka türlü hiç gidemediğiniz yerlere gitmek, belirsizliği, bilinmezliği, hatta korkuyu göze almaktı. | TED | وعندما ودّعني تلك الليلة أدركت الشيء الذي أراني إياه الهدف المهم من اللسفر: وهو أن تغامر وتندفع أن تذهب داخلياً وخارجياً إلى أماكن لم تكن ستذهب إليها أبداً للمغامرة في المجهول الغموض وحتى الخوف |
Pek çok hikâyenin bu düzgün, tatmin edici gidişatını gerçeklikle çatışırken buldu ve kendi çalışmalarında bu iyi ve kötü arasındaki o belirsizliği keşfe çıktı. | TED | فوجد أن المنحنى المرتب لسير الكثير من القصص متناقضاً مع الواقع، فقرر محاولة استكشاف الغموض بين الحظ السيىء والجيد في رواياته. |
İlk olarak, kuantum belirsizliği bir merkezden diğer bir merkeze gönderilen mesajların kriptolanması için kişiye özel anahtar oluşturabilir. Bu durumda hackerlar, kuantum belirsizliği nedeniyle gizlice anahtarları mükemmel bir şekilde kopyalayamazlar. | TED | أولًا، يمكن أن يستخدم الغموض الكمي في إنشاء المفاتيح الخاصة بالنسبة للرسائل المشفرة التي أرسلت من موقع واحد لآخر لذلك، لا يستطيع المخترقون النسخ بسرية للمفتاح بشكل مثالي. بسبب الغموض الكمي. |
Elinden gelenin en iyisini yapmana rağmen Richardson, ...cevabında anlam belirsizliği var. | Open Subtitles | برغم أفضل جهودك إجابة ليعض الغموض |
Yine tüm tuhaflıklarına karşın, çevresinde toplananlar, matematikteki belirsizliği açığa çıkaran Cantor'un takipçileriydi. | Open Subtitles | رغم جميع العقبات، فكان "كانتور" هو من كشف اللايقين في الرياضيات مع من كان يجتمع حوله من أتباعه. |
Kesinliği araştırmak, belirsizliği açığa çıkarmıştı. | Open Subtitles | البحث عن اليقين، كشف اللايقين. |