Ben senin yaşındayken, babam, yani büyükbaban beni kampa götürmezdi. Her zaman meşgul olurdu. | Open Subtitles | عندما كُنْتُ بِعُمرك ، جَدُّكَ كَانَ دائماً مشغولاً جداً لأنْ يَأْخذُني للتخييم |
Babamın beni kampa götürdüğünü hatırlıyorum da birkaç çalı çırpıyı yan yana koyar ateş yakardık. | Open Subtitles | والدي كان يأخذني للتخييم كان كافيا الحصول على حبل و بعض العصي لبناء المأوى |
beni kampa götüren, Cumartesi günlerini benimle geçiren benimle top oynayan, balo gecesi giderken bana göz kırparak "dikkatli ol oğlum" diyen bir baba. | Open Subtitles | والد آخذني للتخييم والد قضى أيام السبت معي ولعب كرة القدم معي |
mesela, orta okulda, sahte bir kalp krizi geçirdiğin zaman beni kampa gitmekten alıkoyduğun zaman dinlemiştim. | Open Subtitles | عندما زيّفتِ نوبة قلبيّة لمنعي من الذهابِ للتخييم |
Evet, biliyorsun beni kampa götürmüştü. | Open Subtitles | أجل, كما تعلم كان يأخذني للتخييم |
Mickey Rourke beni kampa götürmek istiyor. | Open Subtitles | ميكي رورك يريد ان نذهب للتخييم |