| Hayatında kimseyi incitmemiş, Beni olduğum gibi kabul etmiş ve sevmiş. | Open Subtitles | التي لم توذي أحداً و التي تقبلني كما أنا و تحبني |
| Ama bazen bana baktığında Beni olduğum gibi gördüğünü biliyorum. | Open Subtitles | ولكن أحياناً عندما ينظر إليّ أشعر بأنه يرآني كما أنا |
| Beni olduğum gibi kabul ettin olmamı istediğin kişi için değil. | Open Subtitles | و قبلت بي كما أنا و ليس كما تريدني أن أكون |
| Beni olduğum gibi kabullenen tek kişi. | Open Subtitles | الوحيدة التي تقبّلتني على ما أنا عليه فعلاً |
| Beni böyle mükemmel arkadaşlarla görebilse, belki Beni olduğum gibi sevebilir. | Open Subtitles | كي تراني وأنا مع أصدقاء رائعينمثلكم... لربما كانت أحبتني على ما أنا عليه |
| Aralarından bir dişi, Beni olduğum gibi kabul etti. | Open Subtitles | من بينها، أنثى، الذين قبلوا لي ما كنت. |
| Beni olduğum gibi sevdiğini söylemiştin... ben de aynısını söylemek istiyorum. | Open Subtitles | لقد قلت مرة أنك معجب بى كما أنا وكنت أود حينها قول المثل |
| Beni olduğum gibi kabul etmen ve anlaman, benim için çok önemli. | Open Subtitles | إنه يعني الكثير لي بأنك تتفهم حالتي وتتقبلني كما أنا |
| Eğer Beni olduğum gibi sevemiyorlarsa o zaman nerede seviliyorsam oraya gitmeliyim. | Open Subtitles | إن لم يكونوا يستطيعون أن يحبوني كما أنا سأرحل إذن إلى حيث أكون محبوبة |
| Sonsuza kadar böyle kalacak olsam da... Beni olduğum gibi kabul etmesi gerek, erkek olarak. | Open Subtitles | ولو بقيت كما أنا للأبد فيجب عليه قبولي بهذا الشكل |
| Ve beş, burnumu yaptırmaya veya sarı saçlara ihtiyacım yok çünkü seks tanrısı erkek arkadaşım Beni olduğum gibi seviyor. | Open Subtitles | وخامساً, لست بحاجة لعملية تجميلية للأنف أو شعر أشقر لأني حبيبي محترف العلاقة الحميمة يحبني كما أنا. |
| Bazıları Beni olduğum gibi görüyor ve neden diye soruyorlar. | Open Subtitles | بعض الناس يروني كما أنا على هيئتي ويسألوا لماذا. |
| Beni olduğum gibi kabul ediyorlar. Kendilerinin tam ne olduğunu da bilmiyor gibiydiler. | Open Subtitles | انهم مُتقبلنى كما أنا إنهم حتى لا يتظاهرون لكى يعرفوا من هم |
| Beni olduğum gibi seveceğini olduğum gibi kabul edeceğini söylemiştin. | Open Subtitles | أنكِ ستحبينني كما انا وستتقبلينني كما أنا |
| Ama eğer uyarsa Beni olduğum gibi kabul edecek misiniz? | Open Subtitles | لكن، إذا ناسبني هل ستقبل بيّ كما أنا عليه؟ |
| Beni olduğum gibi kabul ediyor ve bu tür dostluklar her şeye bedeldir. | Open Subtitles | إنه يقبلني كما أنا وهذا النوع من الصداقة هو كل شيء |
| Fakat Beni olduğum gibi kabul ettiğinden emin olmam lazım biraz eskimiş ve bu yüzden daha güçlü. | Open Subtitles | لكن يجب أن أعرف أنكِ مُرتاحة معي كما أنا مُرتاح معكِ، مُجوّى قليلاً وقويّ للصمود أمامه. |
| Beni olduğum gibi kabul edecek bir aile. | Open Subtitles | عائلة تتقبّلني على ما أنا عليه |
| Hayatım boyunca en çok korktuğum adam Beni olduğum gibi kabul etti. | Open Subtitles | (ايرل هيكى) , الرجل الوحيد الذى كنت أخافه فى حياتى كلها قبلنى على ما أنا عليه |
| Annem Beni olduğum gibi kabul eder. | Open Subtitles | أمي قبلتني على ما أنا عليه |
| İçlerinden bir kadın Beni olduğum gibi kabul etti. | Open Subtitles | من بينها، أنثى، الذين قبلوا لي ما كنت. |