| Şimdi çok sinirli ve anlaşılan olanlardan ötürü beni suçluyor. | Open Subtitles | أصبح الان حاد الطبع ويبدو انه يلومني على كل ما حدث |
| Çünkü o gün olanlar için beni suçluyor. Anneni çaldığım için beni suçluyor. Ama iyi olacaktır. | Open Subtitles | لأنهُ يلومني على ما حد ذلك اليوم يلومني على سلبهُ أمكِ، سيكون بخير رغم ذلك. |
| Evet, beni suçluyor çünkü, o gece, evde değildim. | Open Subtitles | إنها تلومني لأنّني لم أكن هناك في تلك الليلة |
| Sanırım bu olanlar için beni suçluyor. | Open Subtitles | لقد بدأت في الاعتقاد بأنها تلومني على هذا في الحقيقة |
| Sana beni görmezden geldi dedim ve sen de bunu şefe söyledin şimdi ise Flanigan beni suçluyor. | Open Subtitles | لقد قلت لك انه تعدي تعليماتي ثم,ثرثرت للرئيس والآن فلانيجان يلومني |
| Bir sürü şey için beni suçluyor ve bunu nasıl karşılarsın bilmiyorum ama bence annemin ölümüyle onun bir ilgisi olabilir. | Open Subtitles | إنه يلومني على العديد من الأمور، وأنا لا أدري... كيف ستتقبل أنت هذا، ولكنني أعتقد... أن له علاقة ما بمصرع والدتي. |
| Kız olduğu için beni suçluyor. Ama ona oğlan doğurduğum zaman bir varisi olacak ve beni sevecek. | Open Subtitles | إنه يلومني على كونها فتاة، لكن ما أن أنجب له ابنه، سيكون له وريث |
| Hala işleri yürütebilmek için seni seçtiğim için beni suçluyor. | Open Subtitles | انه لا يزال يلومني لاختياري لك لاداره الأعمال التجارية. |
| Evet, sanırım artık kaybedeceği bir şeyi yok ve bunun için beni suçluyor. | Open Subtitles | حسنٌ، أظنّ أنّ ليس لديه ما يخسره وهو يلومني على هذا |
| Onu geri getirdiğim için beni suçluyor. | Open Subtitles | وهو يلومني على إقناعه بالعودة إلى هنا |
| Kardeşinin aşırı dozdan ölümü için beni suçluyor ve dünyayı kasıp kavuran diğer tüm illetler için olduğu gibi taa Nintendo'dan beri. | Open Subtitles | تلومني على موت أخيها بجرعة زائدة من المخدر والكوارث الآخرى التي حدثت بالعالم منذ ظهور الناينتيندو |
| Annesiyle konuşmuş her şeyi anlatmış ama bir önemi yok çünkü annesi hâlâ beni suçluyor. | Open Subtitles | لقد إعترفت بكل شيء ، لكن لا يهم ذلك لأن أمها لا زالت تلومني على ذلك ، لذا |
| Yani okuldan her geldiğinde seni sefil ve üzgün şekilde görüyor ve beni suçluyor. | Open Subtitles | في كل مرة تأتي هي من المدرسة تراك بائس ومكتئب .وتلومني أعرف أنها تلومني |
| Boşanmadan dolayı beni suçluyor, bana kızgın. | Open Subtitles | إنها تلومني على الطلاق، وهي في .غاية الغضب علي |
| Onun annesinden boşanıp benim annemle evlenmesi için beni suçluyor. | Open Subtitles | تَلُومُني على ترك والدنا لأمها و زواجهِ من أمي |
| Shane yanınızda olmadığım için beni suçluyor. | Open Subtitles | إن (شاين) يلومني لعدم تواجدي هنا، فهل تلوميني أنتِ؟ |
| Sen aslında hiçbir dayanağı şeylerden beni suçluyor | Open Subtitles | انت تتهمني بأشياء لا يوجد لها أساس في الحقيقه |
| Tam tersine yanlış giden her şey için beni suçluyor. | Open Subtitles | اضافة الى القاء اللوم علي لكل شيئ يسير بشكل خاطئ |
| Bu saçmalık için herkes beni suçluyor... | Open Subtitles | - الكل يضع اللوم عليّ .. لذلك الامر التافه الذي |
| Almanya savaş tazminatı ödediği için radikaller şimdiden beni suçluyor. | Open Subtitles | بالفعل، المتطرفين يلقيون باللوم علي من أجل دفع تعويضات الحرب في ألمانيا |
| Avro krizini, evet, Yunanistan tetikledi ve bazı insanlar bununla beni suçluyor. | TED | نعم اليونان هي من أشعلت شرارة الأزمة الأوروبية و بعض الناس يلومونني على ضغط الزناد |