En iyi arkadaşımdı. Birkaç gün önce Detroit'ta beni ziyaret etti. | Open Subtitles | لقد كان اعز أصدقائي ، لقد زارني في "ديترويت" قبل يومين |
Şilebimi havaya uçurmanızdan hemen sonra beni ziyaret etti. | Open Subtitles | لقد زارني بعد أن دمّر قومك سفينتي بفترةٍ قصيرة |
ama mahkemedeki dostlarım beni ziyaret ediyor. | Open Subtitles | إلا إن الأصدقاء الطيبين من محاكم القضاء لا ينفكون عن زيارتي من وقت لآخر |
İdam gününe kadar, her gün beni ziyaret etmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدُ منكَ أن تأتي لزيارتي كل يوم حتى يوم الرحيل |
Ve bayanlarınızdan biri bugün beni ziyaret edebilir mi diye merak ediyorum? | Open Subtitles | اتسأل فيما إذا كان بالإمكان أن تزورني إحدى النساء من عندك اليوم |
beni ziyaret ettiğiniz dairemin camından dışarı baktım. | Open Subtitles | ونظرت من النافذة الى خارج شقتي تلك التي زرتيها |
Teşekkür mektupları alırım, ama kimse, borç istemek dışında, beni ziyaret etmez. | Open Subtitles | ثم أحصل على رسائل شكر لكن لا أحد يهتم بزيارتي مالم يريدون سلفة من المال |
Evet. İş arkadaşlarımdan biri o gece beni ziyaret etmişti kesinlikle hatırlıyorum. | Open Subtitles | صحيح ، أحد زملائي صادف وأنه زارني في ذلك اليوم |
Ama resmi yeminimi etmeden önce MI6'ten bir adam beni ziyaret etti. | Open Subtitles | لكن، قبل أن أعط كلمتي الرسمية زارني رجل من الاستخبارات البريطانيّة |
Hiç kimse 13 yıldır beni ziyaret etme nezaketini göstermemişti. | Open Subtitles | لا أحد مثير للأهتمام قد زارني منذ 13 سنة |
Bir adam beni ziyaret etti üstesinden gelemeyeceği bazı şeylerin öğretilmesi gereken. | Open Subtitles | لقد زارني شخص ما.. والذي يجب أن نقوم بتأديبه قليلاً. |
FBI az önce beni ziyaret etti. | Open Subtitles | لقد زارني مكتب التحقيقات الفدرالي |
Köydekiler beni ziyaret etmeyi kesti ve ben de sadece ölmeyi bekledim. | Open Subtitles | توقف القريويون عن زيارتي وأنتظرت الموت فقط. |
Sonra aniden aradın ve beni ziyaret etmek istedin. | Open Subtitles | ثم فجأة تتصلين بي وتخبرينني بأنكِ تودين زيارتي. |
Evet, kesinlikle gitmen gerektiğini söylemiştim ama sen, beni ziyaret etmeyi tercih ettin. | Open Subtitles | نعم ،لقد أخبرتك أنه يتحتّم عليك الذهاب لكنّك أردت زيارتي عوضا |
- beni ziyaret etmeyi unutma. - Zamanım olursa. | Open Subtitles | ـ لا تنس أن تأتي لزيارتي ـ لو كان لديّ وقت |
Zayıf bir çocuk vardı, sonbaharda beni ziyaret etmişti,.. | Open Subtitles | . .. هل تتذكر فتى فتى أتي لزيارتي في الخريف الماضي ؟ |
Ne zaman kız kardeşim beni ziyaret etse saçlarımı örerdi. | Open Subtitles | حينما كانت تزورني أختي، كانت تضفـّر ليّ شعري. |
beni ziyaret ettiğiniz dairemin camından dışarı baktım. | Open Subtitles | ثم نظرت من نافذتي في الشقه التي زرتيها |
Bugün programdan sonra Bay Giroux adında biri beni ziyaret etti. | Open Subtitles | بعد البرنامج اليوم قام بزيارتي رجل يجعى السيد جيروكس |
Len Riley bir kaç gün önce beni ziyaret etti hani. | Open Subtitles | كما تعلمون، دفعت لين رايلي لي زيارة قبل أيام قليلة. |
-O zaman beni ziyaret etmelisin. | Open Subtitles | لا بد وأن تأتى لزيارتى عندما تذهبين هناك. |
Ve bu sefer her şeyi doğru yaptığımdan emin olmak için her hafta sonu beni ziyaret et. | Open Subtitles | و زرني كل نهاية أسبوع لتتأكد بأنني أقوم بالأمور بشكل صحيح هذه المرة |
Mektubunda, hemen o akşam saat 6:15'de muayene olmak için beni ziyaret etmek istediğini söylüyordu. | Open Subtitles | وفيه يعلن رغبته فى زيارتى لاستشارتى هذا المساء فى السادسة والربع. |