Ama Benim bildiğim kadarıyla doğrudan soyumdan gelen aile bireylerinin kapsamı bu. | TED | ولكن، تعلمون، هذا بشكل مبدأي هو الامتداد لعائلتي الذي أعرفه بمعنى عائلتي القريبة. |
Sen Benim bildiğim Sid'in bildiği Sameer'sin. Ve Priya sadece şunu bilmeyi umuyordu o Sameer olsaydın bizim Sameer'ımız mağlup olacak mıydı! | Open Subtitles | أنت لست هذا السمير , أنت سمير الذي أعرفه وسيد يعرفه وبريا تمنت فقط أن تعرف |
Benim bildiğim ruhlar sizin insanlarınıza tehdit oluşturmaz eğer siz benimkilere oluşturmuyorsanız. | Open Subtitles | الأرواح التي أعرفها لن تهدد شعبك ما لم تفعل شيء لتهديدهم |
Ne var bunda? Benim bildiğim şeyler bunlar. | Open Subtitles | هذه الاشياء التي أعرفها ومن لا يحب القطط ؟ |
Benim bildiğim kadarıyla hayır, ama tüm laboratuar sonuçlarını bilgisayarında saklardı. | Open Subtitles | ليس ذلك ما أعلمه , لكنه أحتفظ بكل نتائج معمله على الحاسوب |
İnsanları incitebilirsin ama. Benim bildiğim Byron bunu istemezdi. | Open Subtitles | قد تؤذي الناس هكذا وبايرون الذي أعرفه لن يفعلها |
Claypool, Benim bildiğim tek mekanları. Bu başka bir yer olmadığı anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | كلايبول كان الموقع الوحيد الذي أعرفه لكن هذا لا يعني أنه ليس هناك مواقع أخرى |
Claypool, Benim bildiğim tek mekanları. Bu başka bir yer olmadığı anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | كلايبول كان الموقع الوحيد الذي أعرفه لكن هذا لا يعني أنه ليس هناك مواقع أخرى |
Birim şefine gideceğim ve herkese senin sadece Benim bildiğim bir sırrını açıklayacağım ve bu seni bitirecek. | Open Subtitles | سوف أذهب إلى بيث قائدة فرقتك وسأخبرهم بذلك الشيء الصغير الذي أعرفه ولايعرفه أي شخصٍ أخر |
Biliyorsun, Benim bildiğim Malcolm Barrett asla böyle bir hataya düşmez. | Open Subtitles | ,رأيت , "مالكوم باريت" الذي أعرفه لن يقترف أبداً هذا النوع من الأخطاء |
Ve eğer Light, Kira olsaydı, Benim bildiğim Kira, gerekirse ailesini bile öldürebilir. | Open Subtitles | أيضاً لو كان لايت-كون هو كيرا كيرا الذي أعرفه سيقتل والديه لو كان ذلك ضرورياً |
Çünkü, Benim bildiğim gibi deli bir yalancının teki olduğunu herkese ispatlayacak bir şey arıyordum. | Open Subtitles | لأنني كنت أبحث عن شيء يثبت للجميع بأنك الكاذبة المجنونة التي أعرفها |
Benim bildiğim tek araştırma, kan ve acıyla olandır. | Open Subtitles | حسنًا، الدراسة الوحيدة التي أعرفها هي دراسة الدم والألم.. |
Benim bildiğim Abby, yetenekli, muhteşem ve çok güzel. | Open Subtitles | آبي التي أعرفها لديها موهبة , عبقرية و جميلة |
- Benim bildiğim ısrarcı kimseye pabuç bırakmayan kibirli "çift diplomalı tek bebek cerrahı" tavrını takınır ve kimseyi umursamadan cazgır gibi odaya dalardı. | Open Subtitles | اديسون التي أعرفها ملحة ولن تعير اي اهتمام لكلام المتكبرة ذات السروال الرفيع مع الشهاة الدولية لجراحة التوليد |
Benim bildiğim önündekinin bela olduğu. | Open Subtitles | ..ما أعلمه هو أمامك العقاب الإلهي نتيجة جريمتك |
Ukalalık gibi olmasın ama Benim bildiğim "çıkmıştık" kelimesi, "çıkmak" kelimesinin geçmiş zaman halidir. | Open Subtitles | حسنا, لا أريد أن أكون متحاذقا و لكن حسب علمي أن مصطلح كنا سوية" هو في الحقيقة الفعل " "الماضي من "نكون سوية |
Burası Benim bildiğim ve sevdiğim Dewey Ondalık sistemine göre değil. | Open Subtitles | انه ليس نظام ديوي ذلك النظام الذي اعرفه واحبه هل تعمل هنا؟ |
Benim bildiğim bir gerçek sıfır değere sahip olabilir eğer onunla gerçekten iyi bir şeyler yapabilecek kişi ben değilsem. | TED | ما أعرفه هو أن الشيء يصبح غير ذي قيمة إن لم أكن الشخص المناسب الذي يستطيع صنع شيء أفضل باستعماله. |
Benim bildiğim, bir arkadaş, onlara onlara duymak istediklerini söylerdi ama işimden bahsetmezdi. | Open Subtitles | والطريق التي أراها صحيحة ... أن يقوم صديق بإخبارهم ما يكفي ... لكي يجعلهم سعداء ويبعدهم في نفس الوقت عن شؤوني |
Tamam, Benim bildiğim ise senin ölü hastan şimdi benim vakam... | Open Subtitles | حسناً، حسناً، هذا ما أعرفه... . وفاة مريضك الان هو قضيتنا، |
Benim bildiğim bu. | Open Subtitles | إليكم ما أعرف: |
Birilerinin Benim bildiğim şeyi öğrenmesi talihsizlik olur. | Open Subtitles | سيكون من المؤسف أن يعلم أحد بما أعرفه أنا |