Babanın vakit ayırıp benimle tanışacak olması benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | أتعلم أنه يعني لي الكثير بأن والدك وجد الوقت في جدوله المزدحم للقائي |
Bilyorsunuz, konuşma ihtiyacı duyduğumda gelip sizinle konuşabileceğimi bilmek benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | يعني لي الكثير حين أعلم أنّه بوسعي التحدّث إليك حين أود ذلك. |
Nasıl çalıştığını anlaman benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | يعني لي الكثير أنك أردت فهم الأمور كيف تعمل |
Biliyorsun Clark'ı kabullenmen benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | كما تعرف، يعني الكثير لي أنّك تجاوزت مسألة (كلارك) أخيراً. |
Bu ismin sana birşey ifade etmediğini biliyorum ama benim için çok şey ifade ediyor ve... | Open Subtitles | أعلم أن الإسم لا يعنى لك شيئاً و لكنه يعنى لى الكثير |
Bu anı paylaş, bu arada benim için çok şey ifade ediyor, gerçekten. | Open Subtitles | علي الاقل نحن هنا نشترك فى هذه اللحظة الذي يعني الكثير بالنسبة لي |
- Teşekkürler, bu benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | شكرا، هذا يعني الكثير بالنسبة لي. |
Ama bu yaptığın davranış, benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | ولكن عدم إخبارك للشرطة عنا هذا فعلا يعني لي الكثير |
Teşekkürler efendim. Bunu söylemeniz benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | شكراً لك سيدي، مجرد قولك لهذا يعني لي الكثير. |
O işle ilgilenmen benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | ما فعلتَه يعني لي الكثير فهو يُظهر المشاعر |
Bu benim için çok şey ifade ediyor. Pizza falan yemeye gidelim mi? | Open Subtitles | هذا يعني لي الكثير هل تريدين الحصول على البيتزا او اي شيء؟ |
Teşekkürler, Lance. Bu benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | شكراً لانس قولك هذا يعني لي الكثير |
Bu yüzden bizimle geliyor olman benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | فإنّه يعني لي الكثير أن ترافقنا |
Yeniden arkadaş olmamız benim için çok şey ifade ediyor ve belki geri döndüğün zaman sonunda bu konuyu konuşabiliriz. | Open Subtitles | يعني لي الكثير أننا صديقان مجددًا وأنا... ربما عندما تعود يمكننا التحدث في الأمر أخيرًا |
benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | إن هذا يعني لي الكثير. |
Ve bunu üstlenmen benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | وهذا يعني الكثير لي وقوفك بجانبي هكذا |
- Bu benim için çok şey ifade ediyor dostum. | Open Subtitles | هذا يعني الكثير لي يا رجل |
Sana söylemediğim zamanlarda bile yanımda olduğunu bilmek benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | و حتى إذا لم أقل لك ذلك ، فوجودك هناك لأجلى يعنى لى الكثير |
İşte bu yüzden bu fiş benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | وهذا هو السبب في هذه الشريحة يعني الكثير بالنسبة لي. |
Seni buraya getirdim çünkü burası benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | لقد أحضرتك إلى هُنا لإن ذلك المكان يعنى الكثير لى |
O benim için çok şey ifade ediyor. | Open Subtitles | انها تعني الكثير لي |