Bir kaç dakika içinde benim için her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | كل شيء بالنسبة لي سيكون بخير في بضع دقائق |
Bu benim için her şey demek. Ordu benim ailem. | Open Subtitles | هذا هو كل شيء بالنسبة لي الجيش هو عائلتي |
Neyse, bilmelisin ki, sen benim için her şey demeksin ve ne pahasına olursa olsun bunun gerçekleşmesi için her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | على أية حال, أريدك أن تعلمي, أنك تعنين كل شيء بالنسبة لي, |
Sizin için daha da zor olduğunu biliyorum. Hiçbir şey bilmiyorsun. Karım, benim için her şey demekti. | Open Subtitles | أنت لا تعلم كل شئ زوجتي كانت كل شئ بالنسبة لي |
Eskiden benim için her şey demekti. | Open Subtitles | كانت الجمبـاز كل شيء لي يوماً ما |
Tüm bunların yanında... benim için her şey demek olan birini kaybettim. | Open Subtitles | في كلّ هذا، لقد فقدتُ شخصاً عنت كلّ شيء بالنسبة لي |
Babam benim için her şey anlamına Gelir | Open Subtitles | ابي يعني كل شئ لي |
Tamamen inanıyorum. Bu benim için her şey demek. | Open Subtitles | أصدقه تماماً ، فهو يعني كل شيء بالنسبة لي |
Azim ve yürek benim için her şey demektir. | Open Subtitles | الأصرار والعمل الجاد يعني كل شيء بالنسبة لي |
Tek bildiğim, senin benim için her şey demek olduğun. Ve hep olacağın. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنك كل شيء بالنسبة لي ولطالما كنت كذلك |
Tek bildiğim, senin benim için her şey demek olduğun. Ve hep olacağın. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنك كل شيء بالنسبة لي ولطالما كنت كذلك |
Bale benim için her şey demek. | Open Subtitles | الباليه يمثّل كل شيء بالنسبة لي. |
Bu ev benim için her şey demekti. | Open Subtitles | هذا الحصن كان كل شيء بالنسبة لي |
Bu benim için her şey. | Open Subtitles | هذا المشروه هو كل شيء بالنسبة لي. |
O denemeler benim için her şey demek. | Open Subtitles | وهذه المحاوله عنت كل شئ بالنسبة لي |
..benim için her şey demek. | Open Subtitles | كل شئ بالنسبة لي |
Ama bu kariyerim için büyük bir patlama yapacak aynı, akıl hocam Dr. Temperance Brennan gibi kariyerim benim için her şey demek. | Open Subtitles | لكن هذه أكبر فرصة مهنية حظيت بها يوماً ومثل معلمتي د. (تيمبرانس برينان) مسيرتي المهنية تعني كل شئ بالنسبة لي |
Onun mutluluğu benim için her şey demek. | Open Subtitles | و سعادتها تعني كل شيء لي |
O benim için her şey demektir. | Open Subtitles | إنها تعني كل شيء لي |
Müzik benim için her şey demektir. Müzik çok önemli, tanrı gibi. | Open Subtitles | غنائي كلّ شيء بالنسبة لي |
Sen benim için her şey demeksin. | Open Subtitles | انتَ تعني كل شئ لي |
İlk kampanyanla alakalı kısma kadar benim için her şey uygun. | Open Subtitles | كل الاحداث تجري جيدا حتي الفصل الاول من حملتك الاولى |
O benim için her şey. | Open Subtitles | فهي تعني كلّ شيءٍ بالنسبة لي |