Dinle, sana birşey sormam gerek. Benim için kolay değil. | Open Subtitles | أريد أن أطلب منك شيئا وهو ليس سهلا بالنسبة لي |
Melissa hakkında, babasıyla konuşmak Benim için kolay değil. | Open Subtitles | ليس سهلا بالنسبة لي أن أتكلم عن ميليسا مع والدها |
Ama Londra'ya taşınmak Benim için kolay değil. | Open Subtitles | لكن الإنتقال الى لندن ليس سهل بالنسبة لي |
Kes sesini. Üzgünüm Andy, ama bu Benim için kolay değil. | Open Subtitles | أسفة "أندي" لكن هذا ليس سهل علي |
Belki yeterince açmadım ama bu Benim için kolay değil. Seni artık tanıyorum.. | Open Subtitles | ربما لم أوضح بما يكفي ، و هذا فعلاً ليس سهلاً عليّ ، خاصة الآن و قد عرفتك... |
Burada olmak Benim için kolay değil. | Open Subtitles | لا يسهل عليّ التواجد هنا إذ أنّ عزيزين عليّ طلبوا منّي ألّا أفعل |
Benim için kolay değil. | Open Subtitles | هذا ليس سهلا بالنسبة لي. |
Bu Benim için kolay değil. Elbette öyle. | Open Subtitles | هذا ليس سهلا بالنسبة لي |
Benim için kolay değil. | Open Subtitles | الأمر ليس سهلا بالنسبة لي. |
Bu Benim için kolay değil. | Open Subtitles | هذا ليس سهلا بالنسبة لي. |
Benim için kolay değil. | Open Subtitles | هذا ليس سهلا بالنسبة لي |
Benim için kolay değil. | Open Subtitles | ليس سهل بالنسبة لي |
Lex, bu Benim için kolay değil. | Open Subtitles | (ليكس)، هذا ليس سهل بالنسبة لي |
- Söylemesi Benim için kolay değil. | Open Subtitles | ليس سهل علي قول هذا |
Bu Benim için kolay değil. | Open Subtitles | هذا ليس سهلاً عليّ |
Biliyorum. Biliyorum! - Bu Benim için kolay değil. | Open Subtitles | -أعرف ، أعرف ، الأمر ليس سهلاً عليّ |
Bunu söylemek Benim için kolay değil. | Open Subtitles | لا يسهل عليّ قول هذا |