Çünkü keşfettim ki kanıksadığım yüzlerce insan olmasa benim kahvem de olmayacaktı. | TED | واكتشفت أنني لن أحصل على قهوتي دون وجود مئات الأشخاص الذين كنت أعتبر أن وجودهم أمر لا بد منه. |
- Bu benim kahvem değil. - Starbucks'tan aldığım Kenya kahvesi nerede? | Open Subtitles | هذه ليست قهوتي اين مزيج القهوه الكينيه المفتخر خاصتي؟ |
benim kahvem muhtemelen daha çok süttü ama yine de kendimi büyümüş hissederdim. | Open Subtitles | قهوتي كانت على الأغلب معظمها حليب لكني شعرت أني ناضجة |
Burası benim kahvem, benim bölgem. | Open Subtitles | إنها مقهاي ، أرضي |
Burası benim kahvem, benim bölgem. | Open Subtitles | إنه مقهاي ، أرضي |
Teşekkürler Konfüçyüs. Bir dahaki sefere suikasta uğradığımda bunu hatırlayacağım. O benim kahvem. | Open Subtitles | شكراً لك أيّها الفيلسوف، سأتذكر ذلك في المرة المقبلة التي أُقتل فيها، هذه قهوتي. |
Bu benim kahvem değil. | Open Subtitles | ذلك ليس كأس قهوتي. |
benim kahvem nerede? | Open Subtitles | - أحضر قهوتي يا ولد |
O benim kahvem patron. | Open Subtitles | قهوتي, سيّدي |
O benim kahvem. | Open Subtitles | هذا هو قهوتي. |
- Ama benim kahvem... | Open Subtitles | - ولكن قهوتي... |
O benim kahvem! | Open Subtitles | هذه قهوتي! |
O benim kahvem. | Open Subtitles | -هذه قهوتي |