- Hayır, takılıyorum senle aptal. Hadi gel, benim misafirim olursun. | Open Subtitles | كلا أيها الغبي هيا يمكنك أن تكون ضيفي الخاص |
benim misafirim olman ne kadar memnuniyet verici, tahmin bile edemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتصور الشرف العظيم كونك ضيفي.. |
Burada ne yapıyorsun? benim misafirim, bir viski istiyor. | Open Subtitles | ماذا تفعل هنا - إنه ضيفي ويريد شرابا - |
Ayrıca bilmeni isterim ki seni düğüne benim misafirim olarak almak istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تعلمي أنني أريدك الحضور إلى زفافنا بصفتك ضيفتي |
Bundan hemen sonra bir kokteyl partimiz var, ama sen benim misafirim olabilirsin. | Open Subtitles | لدينا حفل شراب مباشرة بعد ذلك لكن يمكنك أن تكوني ضيفتي |
benim misafirim, ve şimdilik öyle kalacak. | Open Subtitles | بيركهوف هنا إنه ضيفى وسوف يظل على هذا النحو لبعض الوقت |
benim misafirim ve kalıyor. | Open Subtitles | هو ضيفي وانه لا يزال هنا. |
Gerçekten olmadın. Şimdi, Tim benim misafirim, ve ben söylediğimde eve gidecek. | Open Subtitles | تيم) ضيفي) و سيذهب لمنزله عندما أقول هذا |
Jane "Spectator"ın partisinde benim misafirim olacağını umuyor. | Open Subtitles | تأمل (جين) أن تكن ضيفي (في حفل (ذا سبيكتيتر |
Bay Swift şehrimizde benim misafirim, Müfettiş. | Open Subtitles | ان السيد (سويفت) ضيفي في مدينتنا أيهاالمحقق |
benim misafirim ve kalıyor. | Open Subtitles | إنه ضيفي وهو سوف يبقى. |
O benim misafirim, Allan. Onunla iş yapıyorum o yüzden ağır ol. | Open Subtitles | إنه ضيفي يا (آلان) أنا أعمل معه، لذا هدئ من روعك |
Oğlun o da benim misafirim. | Open Subtitles | ابنك ضيفي أيضاً |
Hamid benim misafirim olarak burada. | Open Subtitles | حميد هُـنا ضيفي |
O zaman benim misafirim olursun. | Open Subtitles | ستكون ضيفي إذاً |
Oğlun o da benim misafirim. | Open Subtitles | ابنك ضيفي أيضاً |
Genelde konukları burada ağırlıyoruz ve kimse olmadığına göre siz de benim misafirim olabilirsiniz canım. | Open Subtitles | هنا عادةً مانرفه عن الضيوف وبأمكانك ان تكوني ضيفتي عزيزتي لانه لا احد هنا اليوم |
Hayır, kendisi benim misafirim. | Open Subtitles | لا، إنها ضيفتي لو توجب على أحدهم |
Kocası borcunu ödeyebilirdi, ancak Bayan Brookmire benim misafirim olduğu için benim ödemem daha uygun olur dedim. | Open Subtitles | زوجها كان سيعمل على تسوية الحساب , ولكن بما أن السيدة بروكماير ضيفتي شعرت بأنه من الأسهل أن أتعامل أنا مع هذه المسألة - بالطبع - |
O benim misafirim,Burn. | Open Subtitles | انه ضيفى |
Buyrun, benim misafirim olun. | Open Subtitles | تفضل وكن ضيفى |