Bu Benim yeteneğim. | Open Subtitles | تلكَ هيَ موهبتي دَعني أُساعدكَ في عملٍ شيءٍ ما من أجل القضيَة |
Benim yeteneğim limitlerimi bilmek, ki bu yüzden sadece paramın yarısını yatıracağım. | Open Subtitles | موهبتي هي إدراك حدودي لهذا أضع سوى نصف أموالي |
Eğer Benim yeteneğim insanlara duymalarını istedikleri şeyleri söylememe izin veriyorsa bunun neresi kötü? | Open Subtitles | لذا ، إذا كانت موهبتي تسمح لي بأن أخبر شخصاً ما ما يريد أن يسمعه ما الضرر في قول ذلك؟ |
Sonra onun yazdığı şarkıları dinliyorum ve asla harika sözler yazamayacağımın farkına varıyorum ve Benim yeteneğim çoğunlukla içkiye dayanıyor. | Open Subtitles | ثم سمعت أغانيه و عرفت بأنني لن أكون بموهبته وعرفت أيضا أن موهبتي الوحيدة هي الشرب |
Düşündüm de Benim yeteneğim de budur. | Open Subtitles | و هذا جعلني أفكر ربما هذه هي موهبتي |
Ya Benim yeteneğim? | Open Subtitles | ماذا عن موهبتي, ها؟ |
Benim yeteneğim. Senin paran. Hatırladın mı? | Open Subtitles | موهبتي, ومالك أتذكر؟ |
Çünkü bu şey Benim yeteneğim. | Open Subtitles | حصل انها موهبتي |
Benim yeteneğim Tanrı vergisi. | Open Subtitles | موهبتي هبة من السماء |
Benim yeteneğim de insanları yönetmek. | Open Subtitles | إدارة الناس هذهٍ موهبتي. |
Benim yeteneğim de insanları yönetmek. | Open Subtitles | أدارة البشر، هذه هي موهبتي |
Benim hapishanem Benim yeteneğim değil. | Open Subtitles | السجن ليس موهبتي |
Bu da Benim yeteneğim. | Open Subtitles | هذه موهبتي |
Çünkü Benim yeteneğim bu. | Open Subtitles | لأنها موهبتي |
Bu Benim yeteneğim. | Open Subtitles | هذه موهبتي |
Bu Benim yeteneğim. | Open Subtitles | انها موهبتي |
Bu Benim yeteneğim. | Open Subtitles | تلك موهبتي. |
Benim yeteneğim bu. | Open Subtitles | هذه موهبتي. |
Benim yeteneğim benim hapishanem. | Open Subtitles | موهبتي هي سجني |
Bu da Benim yeteneğim. | Open Subtitles | -هذه موهبتي. |