"benimle değil" - Translation from Turkish to Arabic

    • ليس معي
        
    • وليس معي
        
    • ليس معى
        
    • ليست معي
        
    • وليس أنا
        
    Eğer onu tekrar rahatsız edersen, güvenlikle uğraşırsın, benimle değil. Open Subtitles إذا أزعجتها مرة أخرى، سوف تتعامل مع الأمن، ليس معي.
    Ve eğer Louis olmasaydı, Chuck'la olurdu, benimle değil. Open Subtitles وإن لم تكن مع لوي, ستكون مع تشاك, ليس معي.
    Burada hiçbir şey yapmadan öylece oturamayız. O nereye gidiyor? O testere droidi benimle değil. Open Subtitles لا يمكننا ان نقف هنا ولا نفعل اى شئ الى اين انت ذاهب؟ هذا الالى ليس معي
    Bankayla bir sözleşme imzaladınız, benimle değil. Open Subtitles انت قمت بالتوقيع على عقد مع المصرف وليس معي
    Gelecek sefere bol şans, ama benimle değil. Open Subtitles حظ طيب فى المرة القادمة ولكن ليس معى طبعاً
    Benim işimse bu koyu korumak, onun için problemin de benimle değil. Open Subtitles مهمتي هي حماية هذا المكان لذا مشكلتكَ ليست معي أيضاً
    Hayır, Reeves'le anlaşmıştınız benimle değil. Open Subtitles لا، كان عندك صفقة مع ريفز، ليس معي.
    Ama benimle değil, Kenneth Pearson'la buluşacaksın. Seninle tanışmak isteyen bir arkadaşım. Open Subtitles الثلاثاء , لكن ليس معي مع كينيث بيرسون
    Salı günü uygun, ama benimle değil. Kenneth Pearson'la. Open Subtitles إختاري ميعاد ولكن ليس معي "مع "كينيث بيسون
    Ama benimle değil ve ben bugün, ikinizden de buraya gelmenizi istedim. Open Subtitles -و قد تحدث مع الشرطة ثلاث مرات -و لكن ليس معي -و قد طلبت منكما كلاكما أن تأتيا هنا اليوم
    Tam olarak benimle değil. Ama bir yerlerde. Open Subtitles وهو ليس معي حرفيًا، لكنه بمكان ما
    benimle değil, haydi git Open Subtitles ليس معي .. اذهب
    Edward kesinlikle benimle değil. Hayır. Open Subtitles لا ادوارد ليس معي
    Hayır. Edward kesinlikle benimle değil. Open Subtitles لا ادوارد ليس معي
    benimle değil, orada kaybolurum. Open Subtitles ، ليس معي أتيه في بروكلين
    Sadece benimle değil kendileriyle de. Open Subtitles ليس معي فحسب ، بل مع أنفسهم
    Bu konuşmayı Chase ile yapmalısın, benimle değil. Open Subtitles (هذا محادثة ينبغي أن تجريها مع (تشايس ليس معي
    Bayan Walsh, Bay Gardner ile anlaşmak zorundasınız, benimle değil. Open Subtitles سيدة "والش" عليك أن تتفاوضِ مع السيد "غاردنر" وليس معي
    Doğum öncesinde benimle değil, onunla birlikteydin. Open Subtitles لقد أخذت مكاني في الليلة التي سبقت الولادة كنت معها هي وليس معي أنا
    benimle değil, orada kendi koninde. Open Subtitles ليس معى هناك "ولكن هناك فى مكانك الخاص ب "كوزى كون
    - Rufus, Lily benimle değil, haklısın ama bunları konuşmak bana düşmez. Open Subtitles (روفس) , معك حق (ليلي) ليست معي لكن الأكثر من ذلك ليس من حقي إخبارك عن شيء
    Kardeşimle ilgilenmen gerek, benimle değil. Open Subtitles إنّها أختي مَنْ تحتاج للعناية، وليس أنا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more