| Bu kar fırtınasında bütün yolu benimle olmak için yürüdün ... öyle değil mi Michael? | Open Subtitles | لقد قدمت إلى هنا وقدمت خلال عاصفه ثلجيه لتكون معي فقط... اليس كذلك يامايكل |
| Bugün benimle olmak için partiden ayrıldın. | Open Subtitles | لقد تركت مثل هذه الحفله لتكون معي اليوم |
| benimle olmak için dışarı mı çıktın? | Open Subtitles | أودي، أتيت هنا لتكون معي ؟ |
| Bu gece benimle olmak için planlarını iptal ettin. | Open Subtitles | أعلم أنّكِ تخلّيتي عن مشاريعك الليلة لتكوني معي. |
| Hayır, benim hakkımda ne hissettiğini söylediğini biliyorum, Zoe benimle olmak için bir şansın vardı, ve sen başkasını seçtin. | Open Subtitles | لا , بل أعرف ما تقولين أنكِ تشعرين به نحوي (زوي لكن كانت لديكِ فرصة لتكوني معي , وإخترتِ 000 إخترتِ شخصاً آخر |
| benimle olmak için Smallville'e taşındı, Clark. | Open Subtitles | إنتقل إلى سمولفيل ليكون معي كلارك |
| benimle olmak için büyük fedakârlık yaptın. | Open Subtitles | ضحيت بالكثير لتكون معي |
| benimle olmak için çok çabaladı. | Open Subtitles | لقد مرت بالكثير لتكون معي |
| Transfer edildikten sonra Maeko benimle olmak için buraya geldi. | Open Subtitles | بعدما تم ترحيلي قدمت ( مايكو ) الى هنا لتكون معي |
| benimle olmak için her şeyden vazgeçti. | Open Subtitles | لقد تخلت عن كل شيء لتكون معي |
| Yani benim küçük Anna'm rüyalarımda benimle olmak için dünya kadar yolu geri mi gitti? | Open Subtitles | (إذن صغيرتي (آنا عبرت العالم لتكون معي في أحلامي؟ |
| Jordan'dan benimle olmak için ayrılmamışsın. | Open Subtitles | أنت لم تنفصل عن (جوردن) لتكون معي |
| benimle olmak için Trevor'u terkedersen | Open Subtitles | (إذا تركتِ (تريفور .. لتكوني معي... |
| benimle olmak için burda. | Open Subtitles | أنة هنا ليكون معي |
| Buraya benimle olmak için geldi. | Open Subtitles | لقد أتى هنا ليكون معي |