benimle orada buluş ve yemin ederim senden başka bir şey istemeyeceğim. | Open Subtitles | فقط قابلني هناك و أوعدك بأن لا أطلب منك أي شيء مجدداً. |
Sonra da benimle orada buluş. İkimizin de arabaya ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | ثم قابلني هناك سنحتاج كلا السيارتين |
Arkada iki motosiklet var. benimle orada buluş. | Open Subtitles | هناك دراجتان بالخارج قابلني هناك |
Kağıt Fener'e gidiyorum, benimle orada buluş. | Open Subtitles | أنا سأذهب الى الفانوس الورقي إذا وصلتك الرسالة, قابليني هناك |
- benimle orada buluş. - Entel dostumuzu da yanımda getireyim mi? | Open Subtitles | قابليني هناك هل احضر صديقنا كريه الرائحة ؟ |
benimle orada buluş yoksa ölürüm. | Open Subtitles | قابلنى هناك الآن والاّ سأموت |
- Efendim! - Fırtınadan sonra benimle orada buluş. | Open Subtitles | يا سيدي قابلني هناك بعد العاصفة |
Stonewood yalan söylemiş. En kısa sürede benimle orada buluş. | Open Subtitles | ستونوود كذب, قابلني هناك بأقصى سرعة |
Olduğum yerin adresini sana mesaj atarım. benimle orada buluş ve eldiven giy. | Open Subtitles | قابلني هناك وإرتدي قفازات. |
Ben hallederim. benimle orada buluş. | Open Subtitles | كلا، سأتولى هذا قابلني هناك |
15 dakika içinde benimle orada buluş. | Open Subtitles | قابلني هناك بعد 15 دقيقه |
benimle orada buluş! | Open Subtitles | قابلني هناك |
benimle orada buluş. | Open Subtitles | قابلني هناك |
benimle orada buluş. | Open Subtitles | قابلني هناك |
Tamam, ben de yoldayım. Tamam, benimle orada buluş. | Open Subtitles | ـ حسناً أنا في طريقي ـ حسناً قابليني هناك |
Vagon...şafakta.benimle orada buluş. | Open Subtitles | أنتظرك عند العربة فجراً قابليني هناك |
benimle orada buluş, tamam mı? | Open Subtitles | قابليني هناك |
benimle orada buluş yoksa ölürüm. | Open Subtitles | قابلنى هناك الآن والاّ سأموت |
benimle orada buluş. | Open Subtitles | قابلنى هناك. |