"benzine" - Translation from Turkish to Arabic

    • البنزين
        
    • الوقود
        
    • الغاز
        
    • للوقود
        
    • وقود
        
    • بنزين
        
    • للبنزين
        
    • الغازولينِ
        
    Ama petrol tekellerinin ve yozlaşmış hükümet yasalarının yüzünden... biz ve dünyanın geri kalanı 100 yıldan uzun süredir benzine mahkum olduk. Open Subtitles ولكن بسبب الشركات النفط العملاقة وقوانين حكومية فاسدة اضطرننا نحن وبقية العالم لاستخدام البنزين لأكثر من 100 سنة
    Yapacağımız şey, benzine birazcık su karıştırmak. Open Subtitles الذي سنقوم به هو وضع القليل من الماء مع البنزين
    Ya da belki de seni aramak için harcayacağı benzine değmiyorsundur. Open Subtitles أو ربما لأنك بكل بساطة لا تستحق ثمن الوقود اللازم لإيجادك
    Ailesini potasyum siyanid ile zehirleyip kendi bedeninin benzine bulanmasını ve yakılmasını emretmiş. Open Subtitles لقد قامم بتسميم عائلته بالسيانيد وقد طلب من جنوده ان يضعوا الوقود على جثته. ويحرقوها
    Evet, istedim. Kızlar arabaları seviyor, arabaya benzin, benzine para lazım. Open Subtitles نعم فعلت ، البنات تحب السيارات السيارات تحب الغاز ، والغاز يحتاج المال
    Bu ülkede en son ne zaman benzine 35,9 sent ödendi? Open Subtitles متى كانت آخر مرّة دفعتَ 35.9 دولاراً للوقود في هذا البلد ؟
    Bence mukavemet basitçe boku benzine dönüştürme kabiliyetidir. TED أؤمن أن المرونة هي ببساطة القدرة على تحويل القرف إلى وقود.
    benzine ulaşmanın bir yolunu bulup buradan kaçacağız. Open Subtitles ولكن نريد مكاناً نحصل منه على بنزين وبعدها سنذهب
    Ancak bugünden sonra herkes yeniden benzine döner. Open Subtitles بعد اليوم سيتسابق الناس على العودة للبنزين
    Uyuyana kadar beklemiş, benzine bulayıp kibriti çakmış. Open Subtitles اِنتظرته حتى يخلد للنوم، ومنُ ثمّ سكبت عليه البنزين وأشعل النار.
    benzine ve havadaki oksijene ihtiyacı var. Open Subtitles انه يحتاج البنزين ويحتاج الأوكسجين من الهواء.
    Niye benzine para veren tek enayi olayım? Open Subtitles لماذا أكون الأحمق الوحيد الذي يدفع مقابل البنزين.
    Uzun süre benzine maruz kaldığı kesin ve polisiklik hidrokarbonlar var ki, petrol geliştirmeciliğinde sık rastlanır. Open Subtitles انها بالتأكيد ثابت مع التعرض لفترات طويلة لمادة البنزين و الهيدروكربونات
    Tankların, 1.5 km. gidebilmek için 4.5 litre benzine ihtiyacı vardı. Open Subtitles كل دبابة كانت تستهلك جالون من الوقود فى الميل الواحد
    Açıkçası, biraz benzine ihtiyacımız var. Open Subtitles بالواقع، يبدو أننا سنحتاج إلى بعض الوقود.
    benzine zam gelince, her şeye zam geliyor. Open Subtitles , عندما يرتفع ثمن الوقود .. يرتفع سعر كل شيئ آخر
    Çoğu insanın kiraya verdikleri paradan daha fazla seçmelere gitmek için benzine harcıyorum, dostum. Open Subtitles دوج، وإنفاق المزيد من المال على الغاز الذهاب إلى الاختبارات من يفعل معظم الناس على الإيجار.
    Düşen kablolar benzine değiyor, patlayacak. Open Subtitles تلك الأسلاك أصابت الغاز, سينفجر
    Yine de benzine ihtiyacımız var. Burada kalalım ya da kalmayalım. Open Subtitles إننا بحاجة للوقود بغض النظر سواء بقينا أم ذهبنا
    - Sanırım duyuyorum! Hayda, benzine ihtiyacımız var gibi. Open Subtitles أظنني أسمعه انتظري , يبدوا أننا بحاجه للوقود
    İnsanlar benzine kota koyulmasına karşı çıktı. Open Subtitles فقد قاوم الناس كثيراً مثلاً تقنين أستهلاك وقود الجازولين
    O sihirli halıyı sürüyorlar. benzine ihtiyaçları yok. Open Subtitles ذلك البساط السحري الذي يطير بدون بنزين
    - Bez almazsam benzine ne kadar kalıyor? Open Subtitles حسنٌ، كم سيبقى للبنزين إذا لم أشتري أيّ حفاضة ؟
    Sanırım motorun içerisindeki yanmada randımanını artırmak amacıyla benzine katkı malzemesi konması deneyiydi. Open Subtitles دعني أرى... أعتقدكَانَعِنْدَهُشيءُ ليَعمَلُ بمضافِ إلى الغازولينِ لغرضِ زيَاْدَة كفاءة محرّكِ الإحتراقَ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more