Körelmiş hissettirecek ama berraklık onların ihtiyacı olan şey. | Open Subtitles | ستشعرين بالتبلد , لكن الوضوح هو ما يريدونه |
O zaman durup "berraklık dalgası" diye tanımlayabileceğim o anı bekliyordum. | TED | ثم انتظرت ما أسميه موجة الوضوح |
Var olan odak bir kez yoğunlaştıktan sonra, bir esriklik, bir berraklık haline ulaşıyor, bir andan diğerine tam olarak ne yapmak istediğinizi biliyorsunuz, hemen geri dönüş alıyorsunuz. | TED | هناك التركيز الذي ما أن يصبح قويًا يؤدي إلى حالة من الاستغراق، حالة من الوضوح فتعرف بالضبط ما الذي تريد أن تقوم به من لحظة إلى أخرى فأنت تحصل على تغذية فكرية فورية |
Ama bu berraklık ve renkle, en fazla S-12 eder. | Open Subtitles | ولكن من وضوح هذه الالوان انهم من الفئه 12 على الاكثر |
Yeni ve geliştirilmiş berraklık. berraklık, berraklık. Aynen öyle. | Open Subtitles | نعم في الحقيقة وضوح وجديد ومحسن |
Biraz kişisel veri ve biraz nöroloji bizlere biraz daha çevrimdışı olma iznini verdi ve biraz sıkkınlık da bizlere berraklık verdi ve bazılarımızın hedefler koymasına yardımcı oldu. | TED | إذن فقد استفدنا من المعلومات الشخصية ومن علم الأعصاب سمحت لنا بأن نكون غير متصلين بعض الوقت وقليلأ من الملل أعطانا بعض الصفاء وساعد البعض في وضع بعض الأهداف. |
Projenin adı "Küresel berraklık" ve her gün 1.7 trilyon telefon görüşmesi e-posta ve mesajı kontrol ediyor. | Open Subtitles | اسم المشروع "الوضوح العالمي" وهو يعترض 1.7 مليار مكالمة هاتفية ورسالة إلكترونية، ورسالة جوّال، في اليوم |
Kırat, berraklık renk, hepsi en iyi kalite! | Open Subtitles | القيراط، الوضوح. اللون، كلّه من الدرجة الأولى! |
Ta ki ayıklığım buna mükemmel berraklık farkına varmama izin verene kadar. | Open Subtitles | حتّى مكنتني رصانة من هذا... الوضوح الرائع الذي أدركته... |
Bazen, terminal berraklık dediğimiz şey olur. | Open Subtitles | هذا يحدث أحياناً هذا ما ندعوه بـ"الوضوح النهائي" |
Mükemmel berraklık, Saygısızlık içeriyor. | Open Subtitles | كامل الوضوح ورقيق الأطراف |
Teröristleri yasal olarak takip ederdik ancak patronlar "Küresel berraklık"a bağlılıklarından NSA Amerikan vatandaşlarının casuslukla soruşturulmaları konusunda Anayasal Kişilik Hakları Kanunu'nun 4. maddesini, USSID 18* de dahil olmak üzere bir düzine kadar daha kendi kanunu rahatlıkla çiğniyor. | Open Subtitles | نستطيع أن نُطارد الإرهابيين بشكل قانوني لكن بسبب إخلاص رؤسائنا لـ "الوضوح العالمي" وكالة الأمن القومي كانت ومازالت بسعادة تنتهك التعديل الرابع من الدستور |
"Küresel berraklık"ı haber yap. | Open Subtitles | اكتب عن "الوضوح العالمي" |
Claire için berraklık. | Open Subtitles | (الوضوح و (كلير |
Hayır, beni tedbirli biri yaparak bana berraklık sağladı. | Open Subtitles | منحني الوضوح. |
berraklık. | Open Subtitles | الوضوح. |
berraklık ile beraber öncülük etme kabiliyetidir bu. | Open Subtitles | إنها القدرة على القيادة بكل وضوح |
berraklık olayı var. | Open Subtitles | انها مسألة وضوح |
Toynaklarındaki berraklık. | Open Subtitles | وضوح في الحوافر. |
İyileşme ve berraklık ihtiyacı duyduğumda içerim. | Open Subtitles | أحتسيه عندما أحتاج إلى الشفاء، إلى الصفاء |
Ben de senin gelişinden berraklık umdum ama sen Firavunun nefesini kesen adamı bizzat görmedin, değil mi? | Open Subtitles | انا, كذلك تمنيت الصفاء في عودتك ولكنك لم تشهد الرجل |
Ben de kendim için bir berraklık arıyorum. | Open Subtitles | أجد البعض الصفاء بنفسي وما إلى ذلك |