"besleyici" - Translation from Turkish to Arabic

    • مغذية
        
    • المغذي
        
    • ومغذية
        
    • المغذية
        
    • الغذائية
        
    • تغذية
        
    • المغذيات
        
    • مغذياً
        
    • التغذيه
        
    • مغذى
        
    • مغذيه
        
    • ومغذي
        
    • ومغذّي
        
    • مغذي
        
    • مغذيات
        
    Bu hediye oldukça besleyici, dişi çiftleşme sırasında ve sonrasında bunu yiyor. TED في الواقع تكون هذه الهدايا مغذية للغاية وتأكلها الأنثى أثناء التزاوج وبعده.
    Böğürtlenlerde yağ yoktur yani ayılar için hiç de besleyici değildirler. Open Subtitles التوت ليس به دهن لا يوجد به قيمة مغذية ظاهرة لهم
    Bu orman öyle bereketli ki besleyici gıdalar kolaylıkla bulunabiliyor. Open Subtitles الغابةغنيةجداً، حيث أن الطعام المغذي يمكن أن يجمع بسرعة جداً.
    Ucuz, taşınabilir, besleyici. Open Subtitles إنها رخيصة وقابلة للحمل ومغذية بشكل مقبول.
    Tüm bu mükemmel besleyici maddeleri nasıl alırsınız? Open Subtitles كيف بإمكانهم جعل اطفالهم يأكلون كل هذه المواد المغذية
    En ufak besin maddesini bile besleyici özelliği için alıyordum. TED وقد كان كل شيء أأكله أأكله فقط لقيمته الغذائية
    Bizim vejeteryan beslenme şeklimizden daha besleyici bir beslenme yoktur. Open Subtitles ليس هناك شيء أكثر تغذية من حميتنا النباتية
    Sekoyanın bir parçası çürümeye yüz tuttuğunda, Sekoya, kendi gövdesine kökler yollar ve dağılma aşamasındayken, besleyici maddeleri kendine çekerek yaymaya başlar. TED وإذا بدأ جزء من الشجرة بالتحلل، ستُنبت جذورا على شاكلتها وستسحب المغذيات من نفسها خلال عملية انهيارها.
    Benimle yalnızca, besleyici yemek yiyebilirler. Open Subtitles لكن عندى قاعدة واحدة أن يتناولوا طعاماً مغذياً وصحياً معى فحسب
    Ayrıca,bazı gıdalar protein ve vitaminler gibi besleyici öğeler bulundururken bazıları da çok daha az besin değeri içerir. TED ناهيك عن حقيقة أن بعض الأطعمة تقدم مواد مغذية كالبروتينات والفيتامينات، بينما تقدم الأخرى قيمة غذائية أقل بكثير.
    Pekala. Bu arada bunların besleyici olduğunu düşünüyorum? Open Subtitles هذا عادل، أفترض أن هذه الوجبات الخفيفة مغذية
    Fakat menüdeki ilk yemek yeşillik değil, israf edilemeyecek derecede besleyici ve de protein zengini olan yumurta kapsüllerinin kabuklarıdır. Open Subtitles ولكن الوجبة الأولة في القائمة ليس الخضار, ولكنغلافبيضتها, غنية بالبروتين و مواد مغذية لا يجب أن تهمل.
    Bu orman oyle bereketli ki besleyici gidalar kolaylikla bulunabiliyor. Open Subtitles الغابةغنيةجداً، حيث أن الطعام المغذي يمكن أن يجمع بسرعة جداً.
    besleyici bölme yeterli gelmiyor bir beş saat kadar daha dayanır. Open Subtitles لن يبقيها السائل المغذي على قيد الحياة سوى لخمس ساعات أخرى.
    Karaciğer, akciğer, baş, kuyruk, böbrekler, testisler, Geleneksel olan bu şeylerin hepsini, mutfağımızın lezzetli ve besleyici parçaları ziyan oluyor. Sakatat tüketimi son 30 yılda Amerika'da ve İngiltere'de yarı yarıya indi. TED الكبد، الكليتان، الرؤوس، الأذيال، الرئتان، الأعضاء، كل هذه الأشياء أجزاء تقليدية لذيذة ومغذية من أكلنا تذهب للنفاية. استهلاك المخلفات انخفض إلى النصف في بريطانيا وأمريكا في الثلاثين عاماً الماضية.
    Av ve avcıları tespit etmekte iyi olanlar ve zehirli bitkileri besleyici olanlardan ayırt edebilenlerin yaşama ve üreme konusunda daha iyi şansları vardı. Open Subtitles و من كانوا جيدين في رصدِ الطرائد و المفترسين و التمييز بين النباتات السامة و المغذية كان لديهم فرصة جيدة للعيش و التكاثر.
    - Yedikleriniz iğrenç. - Onlar çok besleyici. Open Subtitles ـ وجبتك الغذائية مقرفة ـ إنهم مغذيين للغاية
    Hiçbir şey şaşırmaktan, hayrete düşmekten daha besleyici, daha ufuk açıcı değildir. Ki bu da hepimizin neden burada, TED' de olduğumuzu gösteriyor, değil mi? TED لا شيء أكثر تغذية أو أكثر تحفيزًا للعقل النشط المتحقق من المفاجأة والدهشة ولهذا نحن جميعًا هنا في تيد TED، أليس كذلك؟
    Anne sütü bir bakıma mucizevi bir şey: bebek için besleyici ögeler içermesinin yanında yararlı mikroplar için de besin içerdiği görülüyor. TED حليب الأم نوع من المعجزات: بالإضافة إلى كونه يحتوي على مغذيات للطفل، يحوي المغذيات للميكروبات المفيدة أيضاً.
    Bu yeşillikler, aslında onları aylarca idare edebilir ancak daha besleyici yiyeceklere ihtiyaçları var. Open Subtitles هذه النباتات، يمكن أن تسدّ رمقهم لشهور لكنهم سيحتاجون شيئاً مغذياً أكثر
    Dünyada bundan daha besleyici hiç bir şey yok. Open Subtitles لا شئ فى العالم يستطيع هزيمت هذه التغذيه
    Çok besleyici bir çorba olmuş ama çorbadan çok tıbbi ilaca benzemiş. Open Subtitles هذا يبدو حساء شهى و مغذى لكن فى الواقع انة حساء طبى
    Her üç günde bir, yavrularına besleyici bir ziyafet çekmek için derisini yenilediği ortaya çıktı. Open Subtitles ولحسن الحظ إن جـلد الأم ينمو مجدداً كل ثلاثة أيام ذلك لتزويد صغارها بوجبة طعام آخرى مغذيه
    İnsanların önceden paketlenmiş besleyici bir kahvaltının keyfini çıkarmaları için daha aradan yüzlerce yıl geçmesi gerekecekti. Open Subtitles وكان أمامهم مئات السنوات كي يتمتعوا فطور معلب ومغذي.
    Bu çok lezzetliymiş hem de besleyici. En harika yiyecek. Open Subtitles ،هذا لذيذ ومغذّي للغاية .إنّه الطعام النهائيّ
    Madem bu çok besleyici, niçin sizi hiç bunu yerken görmüyorum? Open Subtitles اذا كان مغذي جداً ، لماذا لا أراك تأكلينه ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more