- Bu deri beyaz ırktan. Örneği DNA laboratuarına gönderdik. | Open Subtitles | أنه قوقازي ، وقد أرسلنا عينة لمختبر تحليل الحمض النووي |
- Elena'yı öldüren kurşunun üstünde beyaz ırktan deri parçası bulundu. | Open Subtitles | حلد قوقازي وجد على الرصاصة التي قتلت ايلينا |
Yirmi dakika sonra arabadan indiğinde... gariptir, artık bir Çinli değil, beyaz ırktan biridir. | Open Subtitles | بعد عشرين دقيقة من خروجه من السيارة... وبصورة لا تصدق، تحول من صيني إلى قوقازي. |
beyaz ırktan bir kadın. | Open Subtitles | أنثى قوقازيّة. |
İki odak grubumuz vardı. İlki Afroamerikan Demokratik kadınların olduğu grup, diğeriyse beyaz ırktan Cumhuriyetçi kadınlar. | TED | لدينا مجموعتان للتركيز عليهما أحدهم من البشرة السمراء والأخرى من البيض |
Japonya'nın çeşitli yerlerinde beyaz ırktan olan ve kırmızı sakallı kişilere saldırılarda bulunuldu. | Open Subtitles | داخل اليابان كانت هناك هجمات على الاجانب البيض ذوى اللحى الحمراء |
Amerikalı Y jenerasyonunun yüzde 44'ü beyaz ırktan değil ama genellikle bunu hiç bilmezsiniz bile. | TED | يبلغُ نسبة غير البيض من كل الأجيال الأمريكية 44%، لكن في الغالب، لن تعرفوا النسبة أبدًا. |
- beyaz ırktan olanları kastediyorlar. | Open Subtitles | - يعنون النّاس البيض فقط . |
- beyaz ırktan olanları kastediyorlar. | Open Subtitles | - يعنون النّاس البيض فقط . |