beyaz bir ışık görürsün ve tekrar nefes alabilirsin. | Open Subtitles | و تشعر بوجود ضوء أبيض ينير دربك و يمكنك التنفس مجدداً |
O kadar çok dinlendim ki beyaz bir ışık gördüm. | Open Subtitles | لقد كنت مسترحيةً كثيراً وكأنني رأيتُ ضوء أبيض. |
Tıpkı ihtiyarların bahsettiği gibi parlak, beyaz bir ışık görünce dualarım kabul oldu dedim. | Open Subtitles | إعتقدتُ أنَّ دعواتي استجابت عندما رأيت ضوء أبيض مشع كالذي يتحدث عنهُ كبار السن |
Acaba şöyle beyaz bir ışık belirir de sonra bir hiçlik mi gelir? | Open Subtitles | أتظنّ حينها سيبزغ ضوء أبيض ثم يختفي كلّ شيء؟ |
Üçüncü katın oralarda bir yerde beyaz bir ışık görmeye başlamıştım. | Open Subtitles | في مكان ما في الطابق الثالث, بدأت أرى ضوء أبيض |
Küçük beyaz bir ışık vardı, ona doğru gittim, o ışığın ortasında küçük bir kız vardı. | Open Subtitles | وكان هناك ضوء أبيض صغير فاتجهت إليه، وفي وسط ذلك الضوء، |
Ne bir melek ne de kutsal beyaz bir ışık gördüm. | Open Subtitles | لم أرى أيّ ملائكة أو ضوء أبيض سماوي |
Ardından beyaz bir ışık geldi. | Open Subtitles | ومن ثم مرّ ضوء أبيض |
beyaz bir ışık gibi parlıyorsun. | Open Subtitles | -أنتِ كبارقة ضوء أبيض. |