"beyaz olmayan" - Translation from Turkish to Arabic

    • غير البيض
        
    • البشرة غير البيضاء
        
    • الملونين
        
    • ذوي البشرة
        
    • ملونة
        
    • ذوات البشرة الملونة
        
    • وغير البيض
        
    • البشرة الداكنة
        
    Birleşik Devletler'de örneğin, beyaz insanların dörtte üçünün beyaz olmayan arkadaşları yok. TED مثلاً في الولايات المتحدة ثلاثة أرباع الناس البيض ليسوا عندهم أصدقاء غير البيض.
    Fakat ayrıca, muhtemelen en ayrıcalıklı beyaz olmayan insanlar arasında olduğumu da biliyorum ve bu iki bağlam arasında dönmeme yardımcı oluyor. TED لكني أفهم أيضًا أنني على الأغلب ضمن ذوي الامتيازات الأكثر من غير البيض وهذا يساعدني على أن أوازن بين هذين السياقين.
    Ama aynı zamanda olağanüstü farklılıklar da var, genelde beyaz olmayan ve beyaz Y kuşağı arasında. TED لكن هناك كذلك اختلافات شديدة، غالبًا بين جيل الألفية غير البيض وجيل الألفية البيض.
    Yalnızca küçük bir kısmı beyaz olmayan kişilerin ve kadınların hayatlarını tarihe yazıyor. TED فقط نسبة ضئيلة منهم تسجّل حياة النساء وذوي البشرة غير البيضاء.
    Bu Pan-Amerikan sergisinde beyaz olmayan insanlar temsil edilmelidir, özgürlükten bu yana gelişimimizi görmek ulusun yararına olabilir. TED يجب أن يُمثّل الملونين في معرض البلاد الأمريكي، إنها ستفيد الأمة لمعرفة نمونا منذ التحرر.
    Bunun da ötesinde, STEM'deki beyaz olmayan kadınlar, diğer kadınları ile ya da diğer insanlar ile aynı sıkıntıları yaşamıyorlar. TED فوق ذلك، وعلى الرغم من أنه يؤكد أن النساء ذوات البشرة الملونة في المجال العلمي لا تواجه نفس المصاعب والحواجز التي قد تواجهها أي إمرأة أو شخص من ذوي البشرة الملونة.
    Düşük gelirli kadınlar için bedelin daha yüksek olduğunu biliyoruz, haliyle de beyaz olmayan kadınlar için durum daha da kötü. TED نعرف أن الثمن مرتفع بالنسبة للنساء ذات الدخل المنخفض، وبشكلٍ غير متناسب النساء ذات بشرة ملونة.
    Hep beyaz olmayan bir fahişeyle sevişmek istemiştim. Open Subtitles أنا أريد دائما لممارسة الجنس مع عاهرة الذي كان غير البيض.
    O kadar fazla trans insan-- özellikle beyaz olmayan kadınlar-- kendi canlarını almaktan bir küçük düşürücü yorum uzakta ki. TED هناك العديد من الناس المتحولين جنسيًا... خاصة النساء من غير البيض... على بُعد تعليق واحد مهين لفقد حيواتهم.
    Burada zengin, beyaz olmayan erkekler var. TED ولدينا هنا الذكور الأغنياء غير البيض.
    Burada zengin olmayan beyaz erkekler var, zengin, beyaz olmayan, erkek olmayan, zengin olmayan, beyaz, erkek olmayan ve zengin olmayan, beyaz olmayan, erkek. TED ولدينا هنا الذكور غير الأغنياء البيض، والأغنياء غير البيض وغير ذكور، وغير الأغنياء البيض غير الذكور والذكور غير الأغنياء وغير البيض.
    Bu yüzden siyahi ve beyaz olmayan Y jenerasyonunun ve tüm renklerdeki insanların hikâyeleri anlatılmalı ve aynı zamanda dinlenmeli. TED لذلك، فحكايات جيل الأفية السود، وجيل الألفية الحنطي اللون وأجيال الألفية من غير البيض تحتاجُ في الواقع أن تُحكى، كما أنهم بحاجة لمن يصغي لهم.
    "Burada beyaz olmayan bir sürü insan var" diyorum, buna rağmen şehrin yüzde 90'ının Afro-Amerikalı olmadığını biliyorum, o zaman neden turuncu kıyafetin içindekilerin yüzde 90'ı Afro-Amerikalı? TED فتقول: "هناك الكثير من غير البيض هنا" وذلك رغم علمي بأن سكان المدينة لا يشكّلون 90% من الأمريكيين الأفارقة إذن لماذا 90% من الأشخاص المرتدين للون البرتقالي هم أمريكيين أفارقة؟
    Ardından ölüm ilanlarımızdaki beyaz olmayan insanların sayısını hesaplayacak benzer bir araç yapmak için yeniden bu programcıyla çalışmayı umuyorum. TED ثم أتمنى أن أتعاون مع نفس المبرمج مرة أخرى، لاختراع برنامج مشابه لإحصاء حالات نعي أصحاب البشرة غير البيضاء.
    Muhtemelen bir ya da iki nesil içinde ölüm ilanlarında daha fazla kadın ve beyaz olmayan insanları görmeye başlayacağız." TED ربما في الجيل القادم أو بعده، سوف نرى المزيد من النساء وذوي البشرة غير البيضاء موجودين في النعي لدينا."
    Bazen okuyuculardan aldığım maillerde şunların yazdığını fark ettim: "Hey, ölüm ilanlarında neden daha fazla kadına ve beyaz olmayan insana yer vermiyorsun?" TED وقد لاحظت أننا أحيانًا نحصل على هذه الرسائل الإلكترونية، من القراء، يقولون: "لم لا يوجد المزيد من النعي لذوي البشرة غير البيضاء في قسم الوفيات؟"
    beyaz olmayan Britanyalılara karşı tavırlarında değişiklik oldu fakat Sidney Poitier'in dikkatli eğitiminde sunulana benzemeyen ve kolektif kimliğe değer vermeyen dalgalı eğitim sistemimize karşı durdular. TED لقد تغيّر سلوكهم جميعاً تجاه الملونين البريطانيين, ولكنهم ثاروا ضد نظام مدارسنا غير المستقر الذي لا يقدّر الهوية الجماعية, على عكس النظام الذي وضعه سيدني بوتييه بوصايته الحذرة.
    Çalıştığım üniversitede, beyaz olmayan az sayıda öğretim üyesinden biriyim ve büyürken bir apartmandan daha iyi bir eve taşınarak, ailemin toplumsal hareketliliğine tanık oldum, ama yeni yerdeki komşularımızın çoğu beyazdı. TED في جامعتي، أنا واحد من الأقلية الملونين من أعضاء هيئة التدريس. وفي مرحلة النمو، شهدت الحراك الاجتماعي لأسرتي، والانتقال من الشقق إلى منزل جميل، ولكن إلى حي بأغلبية بيض ساحقة.
    Aynı zamanda, bu konuşmaları kasıtlı göz ardı etme öğrencilerimize çok şey söylüyor çünkü çocuklar öğretmenleri ve ders kitaplarının beyaz olmayan insanlar veya kadınların seslerini ve deneyimlerini dahil etmediğini fark ediyor. TED كذلك، إن التجنب المقصود لهذه الحوارات يعني الكثير لطلبتنا لأن الأطفال يلاحظون عندما يهمل معلّموهم أو كتبهم الدارسية أصوات وآراء وتجارب الأشخاص مثل النساء أو الأشخاص الملونين.
    Biliyoruz ki gözaltında olan veya şartlı salıverilen yedi milyon insan var; biliyoruz ki ceza yargılaması sistemi orantısız şekilde beyaz olmayan insanları etkilemektedir, özellikle de fakir ve beyaz olmayanları. TED وهناك سبعة ملايين شخص تحت المراقبة أو السراح المشروط، نحن نعلم بأن نظام العدالة الجنائية يؤثر على الناس ذوي البشرة الملونة بشكل متفاوت وخصوصا الفقراء منهم.
    Yüzden fazla beyaz olmayan kadınla Side Hustle Pro'da mülakat yaptım, hepsinin başarılı yan işleri vardı. TED لقد قابلت أكثر من 100 امرأة ملونة من مناصري النشاط الجانبي واللاتي قمن بنشاط جانبي ناجح.
    STEM'deki beyaz olmayan kadınlar, günümüzün en zor ve en heyecan verici sosyo-teknolojik meselelerinden bazılarında bulunmaktadırlar. TED تتولى النساء ذوات البشرة الملونة في المجال العلمي بعض القضايا الإجتماعية والتكنولوجيا الأكثر صعوبة وإثارة في عصرنا.
    En altta, en az ayrıcalıkla beraber zengin olmayan, beyaz olmayan, erkek olmayan. TED ولدينا في الأسفل، بأقل امتيازات، غير الأغنياء وغير البيض وغير الذكور.
    Şimdi, dikkatli olun, eğer bir iş imkânı veya terfi için bir kadını desteklerseniz şununla karşılaşabilirsiniz, "Kadın kozunu kullanıyorsun." veya beyaz olmayan bir kadını desteklerseniz "Irk kozunu kullanıyorsun." TED والآن، كونوا حذرين: إذا كنتم تدافعون عن امرأة من أجل منصب أو ترقية، فقد تواجهون "أنكم تلعبون ببطاقة النساء" أو "بطاقة العرقية" إذا كنتم تدافعون عن ذوات البشرة الداكنة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more