Yedi yıl sonra bir bataklıkta bir bijon anahtarını bulmak, bu imkansıza yakın. | Open Subtitles | العثور على إطار معدني في مستنقع بعد سبعة سنوات هذا احتمال بعيد جداً |
Bence bu bok herif April Wright'ı bir bijon anahtarıyla döverek öldürdü. | Open Subtitles | أعتقد بان ذلك الحثالة قد ضرب أبريل رايت حتى الموت بواسطة إطار معدني |
Şu bijon anahtarında kimin parmak izlerini bulduğumuzu tahmin etmek ister misin? | Open Subtitles | هل ستخمنين بصمات من عثرنا على مفتاح العجل هذا؟ |
Suçu kocana atmak için bijon anahtarlarını değiştirmişsin. | Open Subtitles | إذاً بدلت مفاتيح العجل للإطاحة بزوجك |
- Çünkü ona bijon anahtarıyla vurdum. | Open Subtitles | -هشمتها بمفتاح عروة |
bijon. | Open Subtitles | عروة الجوز |
bijon anahtarını böcek ilacıyla mı değiştirdin? | Open Subtitles | هل تقوم بمقايضة الإطار المعدني الخاص بك ببعض من رش المبيد الحشري ؟ |
- Muhtemelen bijon anahtarından geliyor. - Şu kan mı? | Open Subtitles | على الاغلب أنها من الإطار المعدني |
Biri bijon anahtarı gibi bir şeyle dört defa vurursa kafan yumurta gibi dağılır. | Open Subtitles | لو أن شخصاً ضربه بها أربع مرات لا أعلم لنقل إطار معدني |
Chubby Chocolate Treats'in sahibine bijon anahtarıyla vurmaktan tutuklanmışsın. | Open Subtitles | يقال أنه تم القبض عليك بتهمة ضرب مالك شاحنة كوبي شوكولا تريتس بواسطة إطار معدني |
Richard'ın kollarındaki boya ve ölçümlerim bijon anahtarı diyor. | Open Subtitles | " إستناداً للطلاء من ذراع " ريتشارد ومقاييس هؤلاء الناس لقد قتل بحديدة إطار |
Kocanızın cipi için 19 milimetre bijon anahtarı gerekiyor. | Open Subtitles | سيارة زوجك تحتاج مفتاح إطار 19 مليمتر |
Şok cihazını bulduk Çekiç, arabanın bagajındaki bijon anahtarının yanında. | Open Subtitles | أنكرت و اعترفت أنك دفعت لها وجدنا الصاعق الكهربائي، مطرقة... في مؤخرة سيارتك، مباشرة إلى جانب ذلك مفتاح العجل |
- bijon anahtarını bulduk. - Buraya gel. | Open Subtitles | لقد وجدنا الإطار المعدني هنا |
bijon anahtarını bulduk. | Open Subtitles | لقد عثرنا على الإطار المعدني |