Onun hakkında bildiğimiz tek şey GDR sağlık kayıtları... Migrenden büyük acılar çekiyor. | Open Subtitles | كل ما نعرفه عنه هو ان ملفه الطبي يقول انه يعاني من الشقيقة |
bildiğimiz tek şey cevabin sıfır ile sonsuzluk arasında bir yerde olduğu. | TED | كل ما نعرفه هو، أن الإجابة في مكان ما بين الصفر والما لا نهاية. |
Ve bazılarımız için, gerçekten bildiğimiz tek şey. | Open Subtitles | وبالنسبة لبعضنا، فالكراهية هي كل ما نعرفه |
Yani bildiğimiz tek şey, bunun başka bir gezegenden olduğu ve buraya uçtuğu. | Open Subtitles | ما أعنيه ، كل ما نعلمه ، أنها من كوكب آخر وطارت إلى هنا |
bildiğimiz tek şey, başkalarının da bu işe karışmış olabilecekleri. | Open Subtitles | و علي الرغم من كل ما عرفناه قد يكون هناك متورطين اخرين |
İsimsiz hakkında bildiğimiz tek şey adının İsimsiz olmadığı. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذي نعرفه عن فلانة هذه أن اسمها ليس "فلانة" |
bildiğimiz tek şey onun bir ismi bile olmadan terkedilmiş, ihmal edilmiş ve aç kalmış olmasıydı. | Open Subtitles | كل ما نعرفه أنها تركت مهملة ودون تغذيه دون أيّ شيء يذكر |
Vur kaç kazasıymış bildiğimiz tek şey bu. | Open Subtitles | كانت حادثة صدم و هرب بالسيارة هذا كل ما نعرفه |
bildiğimiz tek şey; babanı canlı olarak gören son kişinin Hank Henshaw olduğu. | Open Subtitles | كل ما نعرفه انه هانك هينشو هو اخر شخص راي والدك حيا |
Marienthal bana gösterdi, bildiğimiz tek şey, Howard onu gördü. | Open Subtitles | أظهرت لي انتل مارينتال, كل ما نعرفه, أن هوارد رأى ذلك. |
Yani bildiğimiz tek şey, bunun başka bir gezegenden olduğu ve buraya uçtuğu. | Open Subtitles | أعني ، كل ما نعرفه أنهمنكوكبآخر وطارإلىهنا! |
bildiğimiz tek şey, Viper'ın yakın mesafeden öldürdüğü. | Open Subtitles | كل ما نعرفه أن الفيبر يقتل من مدى قريب |
Şu an bildiğimiz tek şey bu, azizem. | Open Subtitles | هذا كل ما نعرفه حالياً يا قداستك |
Michael Gallagher hakkında bildiğimiz tek şey saldırıdan tutuklandığı. | Open Subtitles | أدّى ذلك التصرف لسجنه بتهمة الإعتداء وهذا كل ما نعرفه عن (مايكل كاليجر) |
Şuana kadar onun hakkında bildiğimiz tek şey bir dövüşçü olduğu. | Open Subtitles | كل ما نعرفه عنه أنه مقاتل |
Kesin olarak bildiğimiz tek şey var, o da Dale Stahl'ın arabasında bulduğumuz saçın kurbanımıza ait olduğu. | Open Subtitles | حسناً، كل ما نعرفه بالتأكيد أن الشعر الذي عثرنا عليه في سيارة "دايلي ستالي" جاء من ضحيتنا الحمض النووي أثبت التطابق - إذاً السؤال يصبح - |
bildiğimiz tek şey. | Open Subtitles | و هذا كل ما نعرفه |
bildiğimiz tek şey, içinde Coulson ve Fury'nin üst düzey önemlerle korunacak kadar değerli veya tehlikeli olduğuna inandıkları bir şeyin olduğu. | Open Subtitles | كل ما نعرفه أن (كولسون) و (فيوري) يعتقدان أنه قيم بما فيه الكفاية أو خطير بما فيه الكفاية مما يلزم حمايته بهذه القوة |
Kesin olarak bildiğimiz tek şey John Doe'muz geçmişte bir şekilde Dan Walsh ile karşılaşmış. | Open Subtitles | كل ما نعرفه بشكل مؤكد هو أنه في وقت ما في الماضي، تقابل مجهول الهوية خاصتنا مع (دان والش) |
Hakkında bildiğimiz tek şey yaşamak için yediği. Ne olursa olsun | Open Subtitles | كل ما نعلمه عنه هو أنه يعيش ليأكل ، ولا يهم نوع الأكل |
bildiğimiz tek şey, başkalarının da bu işe karışmış olabilecekleri. | Open Subtitles | و على الرغم من كل ما عرفناه قد يكون هناك متورطين اخرين |
Hatta, bildiğimiz tek şey bunun gibi bir Kadim cihazının, bir idam cezası gibi olduğu. | Open Subtitles | في الواقع ,فأن الشئ الوحيد الذي نعرفه علي وجه اليقين. أن جهاز (القدماء) مثل هذا يشبه الي حد كبير حكم الاعدام. |