Tamam, onlara detaylı bir şey söylemeyeceğim ama bir şeyle ilgili bir gerçeği bildiğinizi varsayalım ama bunu söylemek potansiyel olarak birisine ciddi zarar verebilir. | Open Subtitles | حسناً , لن أكون دقيقة بالضبط لكن فرضاً , أنكم تعرفون الحقيقة , بشأن أمر ما , لكن لو أفصحتم عنها قد تأذون شخصاً ما |
bildiğinizi sandığınız her şeyi unutun, çünkü hiçbir şey bildiğiniz yok. | Open Subtitles | انسوا كل شىء تظنوا أنكم تعرفوه لأنكم لا تعرفون أى شىء |
Eğer doğum gününüzü bildiğinizi düşünüyorsanız, elinizi kaldırın. | TED | إذا كنتم تعتقدون أنكم تعرفون يوم ميلادكم، ارفعوا أيدكم. |
İkinizin de sanatçı olmayı denemenin ve çözmenin nasıl olduğunu bildiğinizi tahmin ediyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأنكما تعرفان ماذا يعني محاولة أن تكون فناناً |
Siz bu düşük eğitim kurumunda saklanan ve saklanamayan her kirli çamaşırı biliyorsunuz o yüzden o rehberin yerini bildiğinizi biliyorum. | Open Subtitles | أنتما تعلمان أين تُدفن الاجساد وأين تحيا الجثث في هذه المؤسسة للتعليم الدنيء لذا أعلم أنكما تعلمان أين مكان دليل الهاتف. |
Siz ve bu genç, sözde avukat, onların ne olduğunu bildiğinizi kanıtladınız. | Open Subtitles | أنت وهذا الشاب المسمى محامٍ قد أثبتم بأنكم تعرفون ما هم |
Bu dünya hakkında her şeyi bildiğinizi sanıyorsunuz, ama bir bok bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | تظنون أنكم تعرفون كل شيء عن الحياة وأنتم لا تعرفون شيئاً |
Hayır, bunun bana da acı verdiğini bildiğinizi... düşünmek hataydı. | Open Subtitles | لا ، الخطأ هو أنني ظننت . أنكم تعرفون أن هذا يؤلمني أيضاً |
Eğer acının ne olduğunu bildiğinizi sanıyorsanız, tekrar düşünün. | Open Subtitles | اذا ظننتم انكم تعرفون معنى الألم فكروا مرة اخرى |
Bir de hakkımda her şeyi bildiğinizi sanıyordunuz. | Open Subtitles | وانتم ظننتم انكم تعرفون كل شيئ عني عفواً |
Son iki yılımı hayata dair benden çok şey bildiğinizi düşünerek geçirdim ve şimdi fark ettim ki siz de benim kadar aptalsınız. | Open Subtitles | لقد قضيت آخر سنتين افكر أنكم يارفاق تعرفون الحياة أكثر مني ولقد اكتشفت انكم يا رفاق مجرد أغبياء مثلي |
bildiğinizi düşünseydik Sıkı Hapishane'yi boylamıştınız. | Open Subtitles | لو خِلنا أنكم تعرفون لكنتما في سجن مٌشدد |
Duyduğunuz için zaten bildiğinizi sanıyorum ama gerçekten üzgünüm onun hayatındaki yegane kusur olduğum için. | Open Subtitles | أعتقد انكم تعرفون هذا، لكني آسف جداً أنني الخلل الوحيد فى حياتها. |
Kesinlikle. Ayrıca bu da yanlış yaptığınızı bildiğinizi gösterir. | Open Subtitles | بالضبط، ما يثبت أن كلاكما تعرفان بكونه خطأ |
- Bana bir iyilik yapın. Bunun ne kadar tuttuğunu bildiğinizi belli etmeyin. | Open Subtitles | اصنعا لي معروفاً لا تخبراه أنكما تعرفان تكلفته |
Sonra bildiğinizi sandığınız bir an gelir. | Open Subtitles | هنالك المرة التى تظنان أنكما تعرفان هذا |
Beni terk ettiğini ve kilisenin parasını çaldığını bildiğinizi sanıyorum. | Open Subtitles | حسناً، أظن أنكما تعلمان أنه قد هجرني... وقام بسرقة أموال الكنيسة. |
Ama bu kitap hakkında neler bildiğinizi söylerseniz çok yardımcı olmuş olursunuz. | Open Subtitles | سوف يكون مفيد جدا يا سيدتى اذا قمتى بمساعدتى لمعرفة المزيد عن هذا الكتاب |
Ve o bir süre siz olduğu için ne olduğunu bildiğinizi sanıyoruz. | Open Subtitles | وبما أنها عملت في محلك .. أعتقدنا أنه ربما أنك تعرفين ماتحتويه |
Bir şeyi bildiğinizi düşünürsünüz ve sonra bilinmeyen bir şey olaya dahil olur. | TED | تعتقد أنك تعلم أمرًا، وبعد ذلك يظهر شيء غير معلوم في الصورة. |
Kim olduğunuzu biliyorum, ve kime çalıştığınızı biliyorum Bayan Moralez, neden vaktimizi boşa harcamayıp bildiğinizi sandığınız şeyleri bana söylemiyorsunuz. | Open Subtitles | أعرف من أنت آنسه "موراليس" و أعرف لحساب من تعملين فلتوفري وقتنا و تخبريني ما الذي تهدفون له |
Siz genç şapşallar her şeyi bildiğinizi sanıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم يا معشر الشباب تحسبون أنكم تعلمون كل شيء. |
Çok şey bildiğinizi düşündünüz. | Open Subtitles | تَعتقدُ بأنّك تَعْرفُ كثيراً، |
bildiğinizi biliyorum, yüzünüzden okunuyor. | Open Subtitles | أعلم بأنكم تعلمون أستطيع رؤية هذا على وجوهكم |