Time Out'ta okuduğuma göre o kadar özelmiş ki tam olarak restaurant bile değilmiş. | Open Subtitles | قرأتُ في مكان ما أن هذا المكان حصري جداً إنه تقنيا ليس حتى مطعماً |
Fakat, kupürleri inceledim. Ve Porter, Boston... Piskoposluğunda bile değilmiş. | Open Subtitles | حسناً, لقد تفحصت السجلات, و إن (بورتر) ليس حتى فى إبرشية (بوسطن) حتى |
Willoughby gerçek ismi bile değilmiş. | Open Subtitles | يلوبي ليس حتى اسمه الحقيقي. |
Bakın haberlerde duyduğuma göre alev kızı öldüren şey bile değilmiş. | Open Subtitles | إسمع، سمعتُ في الأخبار بأن النار لم تكن حتى الشيء الذي قتلها. |
1975' de annem lise de bile değilmiş. | Open Subtitles | فى 1975, لربما امى لم تكن حتى فى الثانوية. |
Hatta bayan bile değilmiş ama gerçekten kördü ki bu iyi bir şey çünkü kahvesini bana atmaya kalktığında ıskaladı ve hamile bir bayana isabet ettirdi. | Open Subtitles | وانها لم تكن حتى امرأة لكنه كان أعمى حقا، والذي كان جيدا لأنه عندما أراد رمي قهوته في وجهي، |
Bobin bile değilmiş. | Open Subtitles | ليس حتى الملف. |
Peter Lyman bile değilmiş! | Open Subtitles | ليس حتى (بيتر ليمان) |
Çavuş Diamond'ın silahı uyum sağlamadı. Cuma ve Pazartesi, şehirde bile değilmiş. | Open Subtitles | إذن، سلاح الرقيب (دايموند) لم يتطابق لم تكن حتى في البلدة يومي الجمعة والاثنين |
Evde bile değilmiş. | Open Subtitles | لم تكن حتى في المنزل |