| Onu gömmek için kullanılacak toprağın masrafına bile değmez. | Open Subtitles | لا أعرف، ولكن الامر لا يستحق تكلفة التراب دفنه. |
| Bir damla göz yaşına bile değmez lan o, ben mi ölseydim lan? | Open Subtitles | إنه لا يستحق دموعك هل كنت تفضلين لو كنت أنا من مات؟ |
| Neden, parşömene yazdıkları kıçımı silmeye bile değmez. | Open Subtitles | لماذا,إن الورق الذي كتبت عليه لا يستحق حتى أن أمسح به مؤخرتي |
| Muhtemelen temas kurmaya bile değmez. | Open Subtitles | ربما لايستحق التواصل معه. |
| Tekrar düşünmeye bile değmez. | Open Subtitles | إنه لايستحق حتى الاختصار |
| Konuşmaya bile değmez , Hans ile büyük bir kavga ettik. | Open Subtitles | شىء لا يساوى ان يذكر تعاركت مع هانز |
| Hakkında konuşmaya bile değmez, boşverin. | Open Subtitles | مهذب ؟ انه لا يستحق الحديث عنه |
| Ölmesini istemeye bile değmez. | Open Subtitles | حسناً، إنه لا يستحق الموت من جديد |
| Şuraya bir bak. İstila etmeye bile değmez. | Open Subtitles | ،أنظر إلى هذا المكان لا يستحق حتى الغزو |
| - Tabi ki. - Bir daha değinmeye bile değmez. - Teşekkür ederim. | Open Subtitles | ـ الأمر لا يستحق الذكر ثانية. |
| Endişelenmeye bile değmez. | Open Subtitles | إنه لا يستحق العناء |
| Bahsetmeye bile değmez. | Open Subtitles | انه حتى لا يستحق الذكر. |
| Küfretmeye bile değmez. | Open Subtitles | لا يستحق حتى الشتيمة |
| Bunu kızağa çekmeye bile değmez. | Open Subtitles | هذا هو مجرد لا يستحق سحب. |
| Dünya hiçbir şekilde, acı dolu tek bir nefese bile değmez. | Open Subtitles | هذا العالم لا يستحق الحقير |
| Christie, eğer bir adam gizli bahçeni paylaşmaya hazır olmanı beklemeyecekse vaktinin bir saniyesine bile değmez. | Open Subtitles | (كريستي) ، أن لمّ يرد الرجل أن ينتظر حتى تكوني جاهزة لـتُشاركيه "حديقتكِ السرية" ، فأنه لايستحق ثانية من وقتكِ |
| Belki de o bir mermiye bile değmez. | Open Subtitles | ربما لا يساوى ثمن رصاصةٍ |