Hakkimda dava açilip bilegimde elektronik bileklikle dolasmaya baslayinca senin için uygun olmuyorum, degil mi? | Open Subtitles | أليس هذا مريحاً لك؟ بما أن الفيدراليون أداونني و هناك سوار تعقب على كاحلي |
Hakkimda dava acilip bilegimde elektronik bileklikle dolasmaya baslayinca senin icin uygun olmuyorum, degil mi? | Open Subtitles | أليس هذا مريحاً لك؟ بما أن الفيدراليون أداونني و هناك سوار تعقب على كاحلي |
Hakkımda dava açılıp bileğimde elektronik bileklikle dolaşmaya başlayınca senin için uygun olmuyorum, değil mi? | Open Subtitles | يا لها من فرصة ملائمة لكي فأنا الآن تحت الملاحقة الفيدرالية مع سوار إلكتروني حول كاحلي |
Hakkımda dava açılıp bileğimde elektronik bileklikle dolaşmaya başlayınca senin için uygun olmuyorum, değil mi? | Open Subtitles | دي فرصة مناسبة فشخ ليكي طالما أنا دلوقتي الشرطة الفيدرالية عايزين يركبوا لي سوار إلكتروني على رجلي |
Dürtülerimi kontrol etmek için ayağıma takılan bir bileklikle New York caddelerinde gezmek üzere sınırlandırılmaktan söz etmiyorum. | Open Subtitles | ليس الأمر وكأني أطلب أن تطلقوني في شوارع "نيويورك" مع سوار تعقب يقيد حركتي |
Şimdi de bileklikle beraber rüya gibi yaşam sürüyorsun. | Open Subtitles | أنت الحلم بعينه . مع سوار تتبع |
Hâlâ bu bileklikle dolaşmıyor muyum? | Open Subtitles | لا زال لدي سوار الكاحل هذا، أليس كذلك؟ |
Rahatla biraz, Keller'ı ayağında bir bileklikle dışarı salmayacağız. | Open Subtitles | هوّن عليك، لن نقوم بإطلاق سراح (كيلّر) واضعيّن سوار تتبع في كاحله... |