"bilge bir adam" - Translation from Turkish to Arabic

    • رجل حكيم
        
    • هناك حكيم
        
    Bir zamanlar Bilge bir adam bir yol ayrımına gelirsen yürü demiş. Open Subtitles قال رجل حكيم ذات مرة إذا كانت هناك شوكة على الطريق التقطها
    Bir zamanlar Bilge bir adam bir yol ayrımına gelirsen yürü demiş. Open Subtitles قال رجل حكيم ذات مرة إذا كانت هناك شوكة على الطريق التقطها
    Bilge bir adam bana daha önce şöyle demişti: "Hiçbir haham kimseyi kurtaramaz" Open Subtitles أخبرني رجل حكيم ذات مرة أنه ليس هناك حاخاما يمكنه حماية أحد
    Bilge bir adam bana daha önce şöyle demişti: "Hiçbir haham kimseyi kurtaramaz" Open Subtitles أخبرني رجل حكيم ذات مرة أنه ليس هناك حاخاما يمكنه حماية أحد
    Ama Bağdat'ın soylularından Bilge bir adam onları bir kehanetle rahatlattı... dedi ki, "Zamanı gelince, bir kurtarıcı gelecek... Open Subtitles لكن هناك حكيم من بين الحكماء أخبرهم بهذه النبؤة أنه مع مرور الزمن سيأتى محرر
    Savaş ne kadar zorsa zafer o kadar tatlıdır. Bilge bir adam, bana bu dünyada sadece bir kural olduğunu söylemişti... Open Subtitles رجل حكيم أخبرني ذات مرة أنه هناك قاعدة في هذا العالم
    Bilge bir adam hepimizin birer yanlış anlama olduğunu söyledi. Open Subtitles كان هناك رجل حكيم قال مره : نحن كلنا مجرد سوء تفاهم
    Bilge bir adam zamanında şöyle yazmış; "Onu bu gece göremedim, ondan vazgeçmeliyim." Open Subtitles رجل حكيم كتب مرة لا أستطيع رؤيتها الليلة يجب أن اسلمها
    Çünkü Bilge bir adam dedi ki... "Müziksiz bir hayat hatadır." Open Subtitles لأنه ثمة رجل حكيم قال مرة أن الحياة بدون موسيقى ستكون خاطئة
    Aydınlık ve Karanlık belki de benim ölümüm ile birleşecekti.. Bilge bir adam bir zamanlar bana, kuruntulardan sermaye olmaz demişti.. Open Subtitles ربما فاي النور والظلام كانوا سيتحدوا بوفاتي رجل حكيم أخبرني ذات مرة
    Koridorun sonunda bir kapı vardı o kapının ardında kararlar alan Bilge bir adam vardı. Open Subtitles في نهاية الممر، هناك باب وراء الباب هنالك رجل حكيم يتخذ القرارات
    Hatırla, bir keresinde Bilge bir adam bana bir sevgiliye ayrılacağını söylemenin tıpkı kan emici bir sülüğü çekip atmaya benzediğini söylemişti. Open Subtitles أتعرف , رجل حكيم أخبرني مرة بأن توصيل الأخبار السيئة لصديقة حميمة كان مثل أستئصال علقة مصاصة للدماء
    Kafamda orta yaşlı, Bilge bir adam olarak canlandı. Open Subtitles انه بدى لي أنه نوع من شخصية رجل حكيم في منتصف العمر، هل تعلم؟
    Bilge bir adam bir keresinde bana görmek istemediğimiz şeyleri gösteren aynalara içerlediğimizi söyledi. Open Subtitles رجل حكيم قال لي ذات مرة أننا نكره المرايا التي ترينا ما لا نريد رؤيته.
    Bir zamanlar yaşlı, Bilge bir adam şöyle demedi mi: Open Subtitles ألم يكن هناك رجل حكيم ذات مره قال:
    Bilge bir adam demiş ki; "Anlamlı şeyler yapmak, her zaman kolay değildir." Open Subtitles رجل حكيم قال " الاشياء "المستحق القيام بها ليست سهلة
    Bu uzaktaki platoda ilerlemek oldukça yavaş ama Bilge bir adam demiş ki "yavaş ilerleme, kalıcı ilerlemedir." Open Subtitles "التقدم بطيء على هذه الهضبة النائية رجل حكيم قال: التقدم البطيء تقدم دائم
    Bilge bir adam bana bir zamanlar bir şey söylemişti. Open Subtitles حسناً ، أتعلم أنّ هناك رجل حكيم أخبرني
    Bilge bir adam bir keresinde demiş ki: Open Subtitles , كما قال رجل حكيم ذات مرة , أرفع الصخرة "
    Ama Bağdat'ın soylularından Bilge bir adam... onları bir kehanetle rahatlattı. Open Subtitles لكن كان هناك حكيم من بين حكماء بغداد أخبرهم بنبوءة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more