Baba, sana verdiğim bilgilerle bahis oynamıyorsun herhâlde, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تراهن مستنداً على المعلومات التي قدمتها لك صحيح؟ |
Tamam, hadi elde ettiğimiz bilgilerle polise gidelim böylelikle yeniden kahraman olabiliriz | Open Subtitles | حسنـًا، دعونا نأخذ هذه المعلومات إلى الشرطة لكي نكون أبطالا مرة ثانية |
König elindeki bilgilerle müttefiklere giderek, her şeyi riske attı. | Open Subtitles | كونيغ خاطروا بكل شيء يذهب إلى الحلفاء مع هذه المعلومات. |
Bugün genel olarak reaktif, hasta bakan dünyada, akmayan silo bilgilerle yaşıyoruz. | TED | اليوم، نعيش بشكل كبير في عالم تفاعلي يعنى بالعناية المرضية، بمعلومات خفية لا تنتقل. |
Geriye, insanoğlunun katettiği yol hakkında bilgilerle dönmeyi ummuştum. | Open Subtitles | و اتمنى ان اعود و مع المعرفة و النصائح لتقدم الرجال |
Görsel korteks: ışığı, görsellere çevirirken kör noktaları, çevredeki diğer bilgilerle dolduruyor. | TED | عندما تعالج الباحة البصرية الضوء إلى صور مفهومة، تقوم بملء هذه البقع العمياء بالمعلومات من المناطق المحيطة. |
Bu bilgilerle sistemin çok verimsiz olduğunu anladık. | TED | مع هذه المعلومات أدركنا أن هناك الكثير من التقصير في النظام. |
Var olan bilgi ve sizin keşfettikleriniz, başta yetersiz ve diğer bilgilerle ilişkilendirmesi güç görünebilir. | TED | إن المعلومات الموجودة مسبقا و ما تكتشفه بنفسك قد يكون للوهلة الأول غريبا وصعبا للربط مع بقية المعارف. |
Ne göreceksiniz açıklayayım, Pekala. Farklı bilgilerle çıktısını değiştirdiği için o sadece bir kamera gibi kaydetmiyor. | TED | اسمحوا لي أن أشرح ما سوف ترون. لأنها ستعرض أنواع مختلفة من المعلومات ، انها ليست ببساطة الكاميرا. |
Ve bu sistem sayesinde nasıl herhangi bir yüzeyi kullanarak hemen önünde projeksiyonla yansıtılan bilgilerle etkileşebildiğini görüyoruz. | TED | ونرى كيف هذا البرنامج يمكنه من المشي على اي سطح ليستخدم يديه ليتفاعل مع المعلومات والتي تعرض امامه |
Diyebilirim ki, bu bilgiler önceki bilgilerle tamtamına uyuşuyor. | TED | وأقول أن هذه المعلومات مطابقة للبيانات السابقة |
Bu aptalca bilgilerle beni ve sınıfı aydınlattığını sanıyorsun, öyle mi? | Open Subtitles | لذا فقررت أن تُنورني أنا وباقى الفصل بهذه المعلومات الحمقاء؟ |
Dahası etik olarak, şu anki bilgilerle elimizden araştırmalarımızı sürdürmekten başka bir şey gelmez. | Open Subtitles | علاوة على ذلك، وفى ضوء المعلومات الأخيرة فنحن مضطرين أخلاقياً إلى الإستمرار فى أبحاث البعثة |
Elde edeceğim bilgilerle sayesinde her şeyi bir insandan 900 ile 1200 kat daha hızlı çalıştırabilirim. | Open Subtitles | المعلومات التي يمكنني الحصول عليها يمكنني أن أدير أكثر من ألف وظيفة أفضل من أي بشري |
Elde edeceğim bilgilerle sayesinde her şeyi bir insandan 900 ile 1200 kat daha hızlı çalıştırabilirim. | Open Subtitles | المعلومات التي يمكنني الحصول عليها يمكنني أن أدير أكثر من ألف وظيفة أفضل من أي بشري |
Süpermen'le ilgili bazı bilgilerle ilgilenir. | Open Subtitles | ترغب في الحصول على بعض المعلومات المتعلقة بسوبرمان. |
Hawkes'ın garip bilgilerle dolu yürüyen bir ansiklopedi olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلم أن هوكس هو المشي موسوعة المعلومات طعام شهي؟ |
Tüm veriler coğrafi bilgilerle etiketlenebilir ve kolay bir görüş ve analiz için online-haritaların içine yerleştirilebilir. | TED | كل هذه البيانات ستكون مرفقة بمعلومات جغرافية ومجمعة في خرائط عبر الإنترنت ، بهدف تسهيل العرض و التحليل. |
Yıllardır onu işe yaramaz, yanlış ve zamanı geçmiş bilgilerle besliyorum. | Open Subtitles | ظللت اغذية بمعلومات غير مفيدة ومغلوطة وقديمة لعدة سنوات |
Ama diğer taraftan orbitofrontal korteks yüze dair bilgiyi Dünya üzerindeki bilgilerle ilişkilendirir. | Open Subtitles | ولكن عبر الطريق، القشرة الجبهية الحجاجية يركز لربط ذلك الوجه مع كل المعرفة الذي يتضمنه حول العالم. |
İnternet'ten bulunan tıbbi bilgilerle olur bu. | Open Subtitles | هذا نوع من المعرفة الطبية التي تحصل عليها من الانترنت |
Böylece, görüntüler bu sefer üstlerinde gerçekliklerini doğrulayan bilgilerle yeniden yayılmaya başladı | TED | تبدأ الصور في التداول لكن هذه المرة بطريقة مختلفة تمامًا، فتكون موثّقة بالمعلومات في أعلى التسجيل. |
Çocukların kafaları bu gereksiz bilgilerle dolu. | Open Subtitles | عقول الأطفال مليئة بالمعرفة العديمة الفائدة |