Son zamanlarda Google kendi YZ'sine bilgisayar oyunlarının nasıl oynanacağını öğretti. | TED | قامت جوجل مؤخرا بتعليم ذكائهم الاصطناعي كيفية تعلم لعب ألعاب الفيديو. |
bilgisayar oyunlarının ve saklamsıçlarının falan enerjisine yetişmeye çalışıyorum işte. | Open Subtitles | أنا أحاول موازنة طاقاتهم بين ألعاب الفيديو و ألعاب الدمى |
Tek bir hafta geçmez ki medyada birkaç büyük haber başlığı olmasın bilgisayar oyunlarının yararlı ya da zararlı olması ile ilgili, değil mi? Bunların bombardımanına tutuluyorsunuz. | TED | نادرًا مايمضي الأسبوع إلا ونجد العناوين الرئيسية في الإعلام تتحدث عمّ إن كانت ألعاب الفيديو جيدة أو ضارة، أليس كذلك؟ |
Avrupa'da bilgisayar oyunlarının babası olarak tanınır. | TED | وهو معروف بأبو الألعاب التلفزيونية في أوروبا |
Şimdi, Chris dedi ki birkaç yıl önce burada, bilgisayar oyunlarının grafiklerinin nasıl geliştiğini kronolojik olarak gösteren bir video izlemişsiniz. | TED | الآن، كريس فال لي أنكم شاهدتم مقطع عن التاريخ منذ يضع سنوات هنا لتطلعكم على كيف تطورت رسومات الألعاب التلفزيونية |
İşte bu, bilgisayar oyunlarının sınırsız geleceği. | Open Subtitles | ولهذا فإنه لا حدود لمستقبل ألعاب الكمبيوتر |
Şimdi bir bakıma, bilgisayar oyunlarının beyindeki etkisini düşündüğümüzde şarabın sağlığa olan etkisine çok benzer. | TED | و حينما نفكر في تأثير ألعاب الفيديو على الدماغ، نجد أنها بكل بساطة، تماثل تأثير الخمر على الصحة. |
Patricia bilgisayar oyunlarının 4 milyon çocuğun ritalın kullanmasının sebebi olduğuna inanır. | Open Subtitles | باتريشا تعتقد بأن ألعاب الفيديو هي سبب في تناول أكثر من 4 ملايين طفل لدواء الريتالين |
bilgisayar oyunlarının kafanı bulandırdığını düşünen Annen mi? | Open Subtitles | ذات الأم التي تخشى من عبث ألعاب الفيديو بعقلك؟ |
Ve şimdi, normal bir üniversite öğrencisi üniversiteye başladığında 20,000 saatini İnternet'te, ve 10,000 saatini de bilgisayar oyunlarıyla çoktan geçirmiş oluyor, ki bu da bize bilgisayar oyunlarının satışının müzik ve film satışlarının toplamını geçtiği bir kültürel bağlamda çalıştığımızın sade bir göstergesidir. | TED | وحاليا، الطالب الاعتيادي الذي يدخل الجامعة يأتي للكليّة وقد أمضي 20.000 ساعة من حياته على الإنترنت و 10.000 ساعة إضافية في لعب ألعاب الفيديو، وهو الأمر الذي يذكرنا بشكل قاسٍ أننا نعيش في سياق ثقافي حيث مبيعات ألعاب الفيديو الآن تتجاوز مبيعات كلا من الأفلام والتسجيلات الموسيقية مجتمعين. |
Ama bugünün bilgisayar oyunlarının güzelliğinin temeli gerçekçi grafikler, titreşen oyun çubukları ya da sanal üç boyutlu ses değil. | TED | ولكن جمال الألعاب التلفزيونية اليوم ليس في الرسومات المشابهة للحقيقة يد التحكم المتحركة أو الصوت المحيط |
bilgisayar oyunlarının arkasındaki teknoloji ancak son yıllarda uyaranları gerçek hayata benzetmeye başladı. | TED | فقط في الأعوام القليلة الماضية تمكنت تقنية الألعاب التلفزيونية من السماح بالتداخل في المحفزات |
bilgisayar oyunlarının geleceğinin uygarlığımız için neler getireceğinden emin değilim. | TED | لست متأكدا مما يحمله مستقبل الألعاب التلفزيونية لحضارتنا |
bilgisayar oyunlarının inanılmaz derecede duygusal olmadığı bir dünyayı hiçbir zaman bilmeyecek ve muhtemelen oyunlar onu ağlatacak. | TED | إنها لن تعرف عالما الألعاب التلفزيونية ليست عاطفية وعلى الأغلب ستجعلها تبكي |
Şu an Oxford'da geliştirmekte olduğumuz teknoloji hakkında konuşacağım, bunun bilgisayar oyunlarının ve Hollywood filmlerinin yapılış şeklini değiştireceğine inanıyoruz. | TED | سأتحدث عما نطوره الآن من تكنولوجيا في أكسفورد وهو ما نعتقد انه سوف يغير الطريقة التي تستعمل لبرمجة ألعاب الكمبيوتر وأفلام هوليوود |