bilgisayar programı, dudak okumada insan yeteneğini taklit edemez. | Open Subtitles | برنامج حاسوبي لا يستطيع أن يكون نظير لخبير بقرأة الشفاة. |
Bu bir bilgisayar programı, Yüzbaşı. Trendeki o kız, diğer herkes. | Open Subtitles | إنه برنامج حاسوبي أيها الكابتن .. الفتاة التي على القطار و البقية |
Duyguları çoğu insandan daha iyi fark edebilen kaliteli bir bilgisayar programı. | Open Subtitles | برنامج كمبيوتر الممجد الذي يمكن الكشف عن العواطف أفضل من معظم الناس. |
Bu gerçekten beynimizde çalışan dijital bir bilgisayar programı ve bilinci yaratmak için yapmamız gereken tek şey doğru programı edinmek. | TED | هو بالحقيقة برنامج كمبيوتر رقمي يعمل في دماغك و هذا ما نحتاج أن نفعله لخلق الوعي أن نحضر البرنامج الصحيح |
Birazdan e-postayla bir bilgisayar programı gelecek. Onunla, yaralara göre kazayı tekrar canlandıracağım. | Open Subtitles | لدي برنامج حاسوب أرسل لي كلها أنشأت الحوادث التي تعتمد على الجروح |
Ahlâki değerler esas alınarak hazırlanmış, oldukça gelişmiş bir bilgisayar programı ama her şeye rağmen, yine de bir program. | Open Subtitles | إنّه برنامج حاسوب متطور للغاية على أساس خلقي، لكنه بالرغم من ذلك مجرد برنامج. |
Ona, bilgisayar programı olmadığınızı söyleyin. | Open Subtitles | يا رفاق أخبرهُ أنكم لستم برامج حاسوب. |
Gelecekte Skynet denilen bir bilgisayar programı insan ırkına savaş açacak. | Open Subtitles | في المستقبل، نظام حاسوبي (يُدعى (سكاي نت |
bilgisayar programı o. | Open Subtitles | إنها برنامج حاسوبي ولكن أفهم أنّ هذا صعب لك |
Deri giyenin kadınların yüzlerinden parçalar aldığını keşfettiğimiz zaman bu parçalar birleştirildiğinde nasıl bir yüz ortaya çıkacağını görmek için parçaları bir araya getirecek bir bilgisayar programı kullanmaya başlamıştık. | Open Subtitles | لقد أكتشفنا أن القاتل يجمع أجزاء من وجوه ضحاياها الـنساء لقد بدأنا عمل برنامج حاسوبي ليقرب لنا ما ستبدو عليه تلك الأجزاء أذا جمعت |
Karmaşık bir bilgisayar programı. | Open Subtitles | إنه برنامج حاسوبي متطوّر |
- Bir daha düşün. Hey, hey, bir bilgisayar programı var. | Open Subtitles | أتعلم أن هناك برنامج حاسوبي |
Sadece çok eski bir bilgisayar programı. | Open Subtitles | بل فقط... مجرد برنامج حاسوبي قديم |
Bu, "sıfır" lar ve "bir" lerden oluşan bir bilgisayar programı. Bir bilgisayar tarafından telaffuz edilebiliyor. | TED | ها هو برنامج كمبيوتر مصنوع من الصفر والواحد. ويمكن نطقه على الكمبيوتر. |
ailemi teşvik etti. Ve bir yıl içinde iletişim kurmak için bir bilgisayar programı kullanmaya başladım. | TED | وخلال عام واحد ، بدأت في أستخدام برنامج كمبيوتر للتواصل |
Şimdi, burada benim yazdığım bir bilgisayar programı var. | Open Subtitles | حسنا الآن لدي برنامج كمبيوتر هنا والذي كنت كتبته بنفسي |
Gizlilik Projesi'ne göz atarken Echo diye bir bilgisayar programı kullandıklarını keşfettim. | Open Subtitles | اكتشفت برنامج كمبيوتر يستخدمونه يدعى الصدى |
Alet şu anda kafanda, seninle bir bilgisayar programı olarak konuşuyorum. | Open Subtitles | أنت ترتدي سماعة الراس وأنا أتحدث معك عبر برنامج حاسوب. |
Ve geçekten inanılmaz olan nokta şu ki herhangi bir bilgisayar programı bu karo programlarından herhangi birine tercüme edilebilir-- özellikle de sayma. | TED | والجزء الممتع في هذا هو انه اي برنامج حاسوب يمكن ترجمته الى واحدة من هذه البرمجيات التي تصنع بواسطة البلاطات بدقة عالية وبنفس العدد |