| Bu da bilimadamlarının özgecil cezaların toplumları birarada tutan şey olduğunu söylemeye teşvik etti. | TED | ما أدى إلى بأحد العلماء إلى القول أنّ إنزال العقوبة بالغير قد يمثّل المادّة اللاصقة التي تجعل المجتمعات متماسكة. |
| O günlerde Rus bilimadamlarının aldıkları notlarda, şunlar yazıyordu: "Sputnik adını vereceğimiz bir gezegen kurmak üzereyiz. | TED | كتب أحد العلماء الروس حينها نحن على وشك صنع كوكب جديد والذي سنسميه سبوتنك |
| 1946'da bilimadamlarının aya yansıtıcı koymalarından beri geliyorlar. | Open Subtitles | هم يأتون هنا منذ عام 1964 عندها بدأ العلماء بإستخدام الرادار لسماع الذبذبات من القمر |
| Sadece bilimadamlarının değil, aynı zamanda halkın ve haber kuruluşlarının da katılımı inanılmazdı çünkü Mars'ta hayat olduğu ve popüler anlayışla Marslıların olabileceği sanılıyordu. | Open Subtitles | التوقع ليس فقط العلماء لكن الجمهور ووسائل الإعلام كان مدهشاً لأن المريخ يٌعتقد ان به حياة وفي العقل الشعبي |
| bilimadamlarının Güneş'ten bu kadar uzaktaki ilk koşullarla ilgili yeterli bilgileri yok. | Open Subtitles | العلماء لا يعرفون بما فيه الكفاية عن الأحوال المبكّرة لأولئك البعيدين من الشمس |
| Su üzerinde çalışan bilimadamlarının askerleriniz tarafından vurulmalarını açıklamıyor. | Open Subtitles | هو لا يُوضّحُ لماذا جنودكَ أطلقوا على العلماء الذين يجرون التجارب على الماء. |
| Yapmayı istesem bile, diğer bilimadamlarının desteği olmadan... | Open Subtitles | حتى لو أردت ذلك بدون دعم العلماء الآخرين |
| Eğer bilimadamlarının ölmesini istemediysen, neden onu durdurmadın. | Open Subtitles | إذا كنت لا تريد موت العلماء ، لماذا لم تمنعها؟ |
| Ufaklık, sen ve Duke... tünele dönün ve ölü bilimadamlarının gerçekten öldüklerinden emin olun! | Open Subtitles | كيد و دوك ارجعوا الى الموقع وتاكدوا ان باقى العلماء ميتين تاكدوا انهم حقا ميتين |
| bilimadamlarının söylediklerine göre, iki dünyaya arasında şaşkınlık yaratacak derecece... | Open Subtitles | العلماء قالوا بأن هناك أدلة ساحقة على أن الارض الثانية... |
| Burası, bilimadamlarının günün sorunları hakkındaki görüşmelere katılıp bilimin politikayı etkilemek için nasıl kullanılabileceğini tartıştıkları yer. | Open Subtitles | في مجال العلوم في البلد. هنا حيث يتشارك العلماء في التباحث بخصوص قضايا الساعة |
| Evet, adam bilimadamlarının evine gizlice girmeyi seviyor değil mi? | Open Subtitles | نعم, الرجل يقوم باقتحام منازل العلماء نعلم هذا |
| bilimadamlarının öngöremediği şey, buzun eridikçe bu büyük siyah su ceplerinin oluştuğu ve bunların güneş enerjisini emip erimeyi hızlandırdığıydı. | TED | ولم يتوقع العلماء ذوبانها بهذه السرعة ان المسطحات الممتدة التي تتشكل على سطح الماء تمتص مساحة اكبر من اشعة الشمس مما يسرع عملية الذوبان |
| bilimadamlarının test sistemini düşün. | Open Subtitles | - فكري بطريقة عمل العلماء- العلماء يتدرجون للوصول الى الاختبار البشري |
| bilimadamlarının, bütün kuğuların beyaz olduğunu sandığı 17. yüzyıldan kalma bir tanımdır. | Open Subtitles | يعود المصطلح للقرن السابع عشر ...عندما إفترض العلماء |
| İskoç bilimadamlarının planları suya düştü, Beck. | Open Subtitles | العلماء الاسكتلنديون نزلوا في تلك "البحيرة مستخدمين السونار , يا "بيك |
| Fakat vakumu zaptetmekten kaynaklanan bütün teknolojik yenilikler, bilimadamlarının gerçekliğin temel doğası hakkında bulduklarıyla karşılaştırıldığı zaman teferruata dönüşecekti. | Open Subtitles | ولكن كل الابتكارات التكنولوجية التي جاءت من إستخدام الفراغ سوف تتضاءل في اهميتها عند مقارنتها لما سيكتشفه العلماء قريباً حول الطبيعة الأساسية للواقع. |
| bilimadamlarının homo-grafik hafıza.. ...dediği şeyden var bende. | Open Subtitles | لدي ما يطلق عليه العلماء ذاكرة للشواذ |
| Burada Fongoli'de aslında bilimadamlarının, otlaklar atalarımızı şekillendirirken ve onlara geniş çayırlardaki ilk doğru adımları atmaya cesaretlendirenin ne olduğunu düşündüklerini görebilirsiniz. | Open Subtitles | هنا في فونغولي يمكنك ان ترى في الواقع ما يعتقد العلماء انه حدث عندما شكلت الأعشاب أجدادهم القدماء وشجعهم على اتخاذ الخطوات الأولى تلك بشكل مُنْتَصِب على السافانا. |
| Tüm bilimadamlarının dikkatine. | Open Subtitles | دعوة لكل العلماء |