Red, bir eş değiştirme partisinde olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | ريد, أنت تعلم أن هذه حفلة لتبادل الزوجات, أليس كذلك؟ |
Dün geceki bira pong yarışmasına katılmayabilirdin bunu biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تعلم أنك أنتصرت بلعبة بيير بونغ ليلة أمس، أليس كذلك؟ |
Kaptanın sana birini getirmesini beklersen, bu bir yılını alır, biliyorsun, değil mi ? | Open Subtitles | اذا انتظرت الكابتن حتى يحظر لك واحدة ستنتظر لسنة انت تعرف ذلك ؟ |
John, bu mahkemede iyi görünmez bunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | جون هذه معلومة لن تكون لصالحك في المحكمة تعلم هذا |
Bir yere gittiğim yok. Bunu biliyorsun, değil mi tatlım? | Open Subtitles | لن أذهب إلى أي مكان تعلم ذلك جيداً يا عزيزى؟ |
Bazı görüşmeler 6 ay sürer biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | بعض المفاوضات تستمر لستة أشهر أتعلم ذلك ؟ |
Ama bizim yaşımızda, bu buluşmalar evlilik amaçlı olur, bunu biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | لكن فى عمرنا هذا، سيكون كلقاء زواج ، أنتِ تعرفين هذا أليس كذلك؟ |
Onu aşağı gönderirsen kızı sikip atmış olursun. Bunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | , إذا أرسلتِها للأسفل للجحيم .سينتهي أمرها , و أنتِ تعلمين ذلك |
Bu söylediklerinin tek bir işaretle gösterilmeyeceğini biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تعلم أنها ليست إشارة واحدة لتغطي كل هذا، صحيح؟ |
Adalet Bakanlığı'nın Güney Bölgesi'nde asistan olduğumu biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تعلم أنني مساعد محامي الولايات المتحدة للمنطقة الجنوبية.أليس كذلك. |
Bunu yapmanın tek bir yolu olduğunu biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تعلم أن هناك طريقة واحدة لفعل هذا، أليس كذلك؟ |
Fena değil. Bunun saçma yarası olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | انها جروح سطحية ، وانت تعرف ذلك ، اليس كذلك ؟ |
İnsanlara karşı çok huysuzsun. Bunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت قاسي مع الجميع تعرف ذلك ، أليس كذلك؟ |
Oral seks teknik olarak bir baştan çıkarmadır, bunu biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | الجنس الفموي تقنيا إفساد .. أنت تعرف ذلك اليس كذلك؟ |
Baban ortada yokken, sana göz kulak olmak benim görevim biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | طالما ان والدك بعيد فمن واجبي الاعتناء بك انت تعلم هذا أليس كذلك؟ |
Büyük bir şey planlıyor ama galiba sen bunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | انه يحضر الى شىء كبير ولكنى عندى احساس انك تعلم ذلك |
El çantanda 3 milyon avro ile öylece evine uçamazsın, bunu biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | لا يمكنك أن تسافر حاملاً حقائب يدوية بداخلها ثلاثة ملايين يورو أتعلم ذلك ؟ |
Ama onu bir daha görmeyeceğini biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | لكنكِ لن تريه ثانية. أنتِ تعرفين هذا .. أليس كذلك ؟ |
Rehabilitasyona ihtiyacın olacak. Biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تحتاجين لعمليه إعادة تأهيل وأنت تعلمين ذلك أليس كذلك ؟ |
Kendi uçağınla yere çakılmanın savaştan sayılmadığını biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنت تدرك أن تحطم طائرتك لا يحتسب ضمن أي معارك |
Kimsenin bir milden uzağa gitmeyi başaramadığını biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | انت تعلم انه لا احد استطاع الذهاب ابعد من ميل؟ |
Ben buralarda oldukça endişelenmene gerek yok, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | لا تقلقى بهذا الشأن طالما أننى بجوارك أنتِ تعرفين ذلك |
Haklı olduğumu biliyorsun, değil mi? Ben sana yapsam hoşuna gider miydi? Lütfen! | Open Subtitles | أنت تعلمين أنني محق ماذا لو كنت أفعل هذا معك ؟ |
Bunun beyazlara özgü bir şey olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أنتَ تعلم أنَّهُ شيء خاص بالرجال البيض, أليس كذلك؟ |
Buraya tekrar dönemeyiz, bunu biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | لم يعد بوسعنا المجيء هنا مرة آخري أتعرف ذلك ؟ |
Şişman olduğun kadar salaksın, biliyorsun değil mi, koca memeli? | Open Subtitles | أنت أحمق بنفس درجة سمانتك أتعرف هذا يا (دي كابس)؟ |