Bak Cate, Biliyorum bu senin duymak isteyeceğin en son şey ama ben senin için, olaylara dışarıdan bakıyorum. | Open Subtitles | انظري ، كيت ، أنا أعلم أن هذا آخر شيء تريدين سماعه ، لكن أنا حريص عليك |
Önemli olan... Biliyorum bu senin için bir şey ifade etmiyor... | Open Subtitles | أنا أعلم أن هذا قد لا يبدو منطقياً لك، |
Biliyorum bu, senin için zor bir karardı ve Roma'ya gitmemiz tuhaf ötesi olur. | Open Subtitles | أعلم أن هذا كان خيارًا صعبًا عليك لتتخذه وقد يكون من المحرج جدًا مصادفة "البابا". |
Lizzy, Biliyorum bu senin için zor olacak ama kontrolü bana bırak. | Open Subtitles | ليزي)، أعلم أن هذا) قد يكون صعبا عليك لكن يمكننا الإدارة معا |
Biliyorum bu senin suçun değil. | Open Subtitles | أعلم أن هذا ليس ذنبك |
Biliyorum, bu senin için çok karışıktı. | Open Subtitles | أعلم أن هذا الأمر معقد لك |
Bak, Biliyorum bu senin için çok zor. | Open Subtitles | انظر، أعلم أن هذا صعب عليك، |
Biliyorum bu senin düğün zamanın, ...ben sadece... | Open Subtitles | أعلم أن هذا وقت زفافك |
Biliyorum bu senin istediğin şey değil, ama... | Open Subtitles | ... أعلم أن هذا ليس ما تُريده ، لكن |
Jane, Biliyorum bu senin için kolay olmadı ama bu işi halledersen kazanacak çok şeyin var, halletmezsem de kaybedecek çok şeyim. | Open Subtitles | (أعلم أن هذا الأمر لا يُعد يسيراً بالنسبة لكِ يا (جين لكن لديكِ كل شيء لتفوزين به في خضّم ذلك الأمر وكل شيء لأخسره إذا لم أواصل العمل معكم |