| Galiba nedenini biliyorum. Sanırım, sonunda oldu. Programım sayesinde tanınıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنني أعرف هذا ، أعتقد أن ذلك أخيراً حدث ، لقد بدأوا يتعرفون عليّ من برنامجي |
| Kendi kanından kişileri aç ghoullara attığını biliyorum. Sanırım yeteri kadar biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أعرف بأنك مستعد لتلقي أقربائك لآكلي لحوم جائعين، أعتقد أنني أعرف ما يكفي |
| Onları nerede tuttuğunu biliyorum sanırım. | Open Subtitles | وعليه التأكد ألا يهربوا أظنني أعرف أين يضعهم |
| Eğer merak eden varsa, bunu nasıl düzelteceğimi biliyorum sanırım. | Open Subtitles | إن كان أحدكم فضولياً أظنني أعرف بالفعل كيف أضع الأمور في نصابها |
| Profilin ne için kullanıldığını biliyorum sanırım. | Open Subtitles | أظن أنني أعرف في ماذا اسـتخدمت هذه الملفات |
| Nerede olduğunu biliyorum sanırım. | Open Subtitles | -حقّاً؟ أظنّني أعرف مكانه بالضبط |
| Beyler Senatör'ün nereye gittiğini biliyorum sanırım. | Open Subtitles | يا رفاق أعتقد أننى أعلم ألى أين يتجه السيناتور |
| Parayı nerede bulabileceğini biliyorum sanırım. | Open Subtitles | أعتقد بأنني أعرف من أين تحصل على النقود. |
| Burada kiminle uğraştığımı biliyorum sanırım. | Open Subtitles | أعتقدني أعرف مع مَن أتعامل هنا. |
| Kim olduğunu ve neden yaptığını biliyorum sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنني أعرف من وأعتقد أنني أعرف لماذا |
| Sadece nasıl bu hale geldiğimi biliyorum sanırım. | Open Subtitles | ولكنني أعتقد أنني أعرف كيف أصبحت هكذا |
| Bu sonuncunun ne anlama geldiğini biliyorum sanırım, ve olamaz. | Open Subtitles | أعتقد أنني أعرف ماذا تعني اخر غمزة |
| Kim olabileceğini biliyorum sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنني أعرف من علّها تكون. |
| Bunu duymak harika. Neden böyle olduğunu da biliyorum sanırım. | Open Subtitles | من الرائع سماع ذلك أظنني أعرف لماذا |
| - Cevabını biliyorum sanırım. | Open Subtitles | أظنني أعرف إجابتك - لا تكوني متأكدة هكذا - |
| Bu şarkıyı biliyorum sanırım. | Open Subtitles | أظنني أعرف الأغنية |
| Cevapları nerede bulabileceğimi biliyorum sanırım. | Open Subtitles | أظن أنني أعرف أين أستطيع إيجاد بعضها |
| Bekle, bunu neyin düzelteceğini biliyorum sanırım. | Open Subtitles | انتظر ، أظن أنني أعرف مالذي سيعالج ذلك. |
| Sorun yok. Bu küçük adamın kim olduğunu biliyorum sanırım. | Open Subtitles | أظنّني أعرف هذا الصغير |
| Parsa'nın aracını neden havaya uçurduğunu biliyorum sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أننى أعلم لماذا قام بارسا بتفجير السياره |
| Kutuda ne olduğunu biliyorum sanırım. | Open Subtitles | أعتقد بأنني أعرف ما هو في الصندوق |
| Nereye gittiğini biliyorum sanırım. | Open Subtitles | أعتقدني أعرف إلى أين هي ذاهبة |
| Evet, ve neden burada olduğunu da biliyorum sanırım. | Open Subtitles | أجل، أعتقد أنّي أعرف سبب وُجوده هُنا. |
| - Bunun ne olduğunu biliyorum sanırım. - Haysiyetimin küçük bir parçası. | Open Subtitles | اعتقد اعرف ما هذا هذا جزء بسيط من كرامتي - |
| - Hanna'ya ulaşmanın yolubu biliyorum sanırım. | Open Subtitles | اعتقد انني اعرف طريقه لاستعادة ديانا. |