Hayır. Haftada beş kez Bill ile çalıştım. Her zamanki gibi. | Open Subtitles | لا مجرد أتمرن مع بيل خمس مرات في الاسبوع كالعادة |
Hayır. Haftada beş kez Bill ile çalıştım. Her zamanki gibi. | Open Subtitles | لا مجرد أتمرن مع بيل خمس مرات في الاسبوع كالعادة |
Yani, Bill ile ilişkimi toparlamam mümkün değil. | Open Subtitles | انت تعلمين , لا يوجد مجال لاصلاح علاقتي مع بيل |
Bill ile durumu konuşabilirim ama terapi, deneme sürenin koşullarından biri. | Open Subtitles | حسنا، سأتحدث مع بيل عن هذا ولكن الاستشارة النفسية من ضمن شروط وضعك |
Bill ile birlikte çok sıkı bir yer bulduk. Hadi, kımılda, kımılda! | Open Subtitles | أنا وبيل وجدنا مكان رائع هيا تحركى تحركى |
Bill ile Sarah'nın Olmstedlar'dan alınmasıyla ilgili bir konuşma yaptığımı bilmeni isterim. | Open Subtitles | أردتك أن تعلمين أني قد تحدثت مع بيل وقد تم سحب سارة من عائلة الأولمستيد |
Bukleli Bill ile başlayan olaylar çok hızlı gelişti... | Open Subtitles | ان كل شىء حدث بسرعة مع بيل المجعّد |
Bill ile su kayağı yaptığımızı hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكّر التزحلق على الماء هناك مع بيل. |
Kimmy tatlım sen Bill ile Bayan Turner'ın evine gidiyorsun tamam mı? | Open Subtitles | عزيزتي "كيمي"هلاّ ذهبتي مع "بيل" لمنزل السيدة ترنر |
Yüce İsa, iş çıkışında, Bill ile portföyler üzerinde tartışırken tek bir iğrenç kokteyl aldım. | Open Subtitles | بحق المسيح! تناولت كأس كوكتيل واحد مع "بيل" بعد العمل ونحن نراجع أوراقه |
Geçen gece seni Bill ile orada gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتِك الليلة الماضية هناك مع بيل. |
Bill ile de konuştum. | Open Subtitles | لقد تناقشت مع بيل |
Dün akşam Bill ile yemeğe çıktık. | Open Subtitles | لا شيء قضيت عشاءاَ مع " بيل " ليلة أمس |
Sanırım hala Interzone'da Bill ile beraberiz, doğru mu? | Open Subtitles | اذن نحن ما زلنا هنا في المنطقة مع (بيل)، صحيح؟ |
Bana arabamı satmam konusunda, Bill ile konuşmamı söyledi. | Open Subtitles | قالَ بأنّني يَجِبُ أَنْ أَتكلّمَ مع (بيل) بشأن بيع سيارتِي |
Bugünkü şartlar altında, Bill ile birlikte CTU'ya daha çok yardımımın dokunacağını düşündüm. | Open Subtitles | (شعرنا أنه نظراً لظروف اليوم، فقد تكون لي فائدة أكبر هنا في الوحدة مع (بيل |
Alınma tatlım, ama Bill ile öyle şeyler yapmak istemem. | Open Subtitles | بدون إهانة لكن لا أريد -أن أفعل هذا الشيء مع (بيل ) -لما لا ؟ |
İki yıl boyunca her gün Bill ile çalıştım. Son derece yakındık. | Open Subtitles | عملتُ مع (بيل) كلّ يوم لعامين كنا قريبين للغاية. |
Bill ile konuşup o konuda sana döneceğim. | Open Subtitles | سأتحدث مع بيل و أعود إليك. |
Bill ile birkaç günlüğüne şehirden ayrılıp Miami'ye gideceğiz. | Open Subtitles | أممم، سنغادر أنا وبيل المدينة إلى ميامي لبضعة أيام. |
Güzel, burada sadece Bill ile ben varım. | Open Subtitles | أوه ...حسناً , أنتٍ تعلمين إنه فقط أنا وبيل , لذلك |